MUĞLA PAZAR GÜNÜ BİR BAŞKA GÜZELDİ

Muğla ili olarak farkındalığımızı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de ortaya koyduk.

Farkındalık yaratmada iyiyiz buna sözümüz yok ama iş bilmezlikte de öncüyüz; bu da biline.

İş bilen bir il olsak, kazanımlarıyla ülkeye hakim olan bir il olurduk.

Elindeki kazanımları üretime dönüştüremeyen, dönüştürse bile sunamayan, pazarlayamayan, kısır çekişmelerin yaşandığı bir iliz adeta.

Böyle bir iş bilmezliğimiz varken, ülke genelinde adımızdan söz ettirecek etkinliklere imza atmada ise, vallahi üstümüze yok.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne rast gelen geçtiğimiz Pazar günü şehrimiz, renkli görüntülere sahne oldu.

Kadınlarımız zeybek oynadı, Atatürk Stadyumu’nun şeref tribünü kadınlarımız doldurup, şehrinin takımına destek verdi.

Bunlar güzel görüntülerdi.

Bu görüntülerin oluşması için çaba harcayanları da gönülden kutluyorum.

***

Bu sinerji, son dönemlerde çalkantılı günler geçiren Muğlaspor yönetimi için de iyi bir motivasyon oldu.

Ellerinin bu kadar zayıflatılmaya çalışıldığı bir dönemde Muğlaspor yönetiminin, insanın kolunu kaldıracak takati bulamayacağı bir ortama rağmen, kadınlarımıza olan değeri, anlamlı bir etkinlikle ortaya koyma gayreti gösteriyor olmalarını önemsedim.

Çünkü ne yapsalar yaranamayacakları bir ortam tesis edilmiş durumdaydı.

Velhasıl bu etkinlikle yaratılan sinerji, iç sahada maç kazanamamayı gelenek haline getirmiş bir takıma, taraftar gruplarının da desteğiyle olumlu yansıdı.

Aklın yolu bir.

Ya da, iş bilenin kılıç kuşananın.

Doğru yapılan her şey alkışlanmalı.

Biz yayınlarımızda da bunu bilip, bunu söylüyoruz. Doğru yapılanı alkışlıyor, yanlışı eleştiriyoruz.

Yaşayıp, görmediğimiz bir şeyleri, kulaktan duyma alıntılarla köşelerimize taşımıyoruz.

Beslenme alanımız çamurlu saha değil.

Bunun içindir ki, Pazar günü Muğla bir başka güzeldi.

Muğlaspor da başka güzeldi.

Artık Muğlaspor’un geldiği noktaya bakılırsa, herkesin kenetlenmesi lazım. Kişisel çekişmelerin bir tarafa bırakılıp, hoşgörü ve desteğin tesis edilmesi lazım. 

Şimdi bu yönetimi rahat bırakalım da genel kurul zamanı olan Mayıs’a kadar işlerini tamamlasınlar.

***

Öyle kolay olmasa gerek…

Hem etrafınız sarılacak, her yerden vurulmaya çalışılacaksın, hem maksat sporun ötesine geçecek, hem Muğlaspor’u bilmeyip, hayatında sahanın yerini bilmeyenler yattığı yerden ahkam kesecek, hem şehitlerimizin hayrına dağıtılan lokma üzerinden propaganda yazılarına muhatap kalacaksın, hem siyasi engellemelere maruz kalacaksın, hem içinden dışından yalnızlaştırılacaksın, hem futbolcularının protestosuyla kulüp olarak ülkeye rezil olacaksın, yetmemiş gibi yerel yönetimlerin, yönetime verdiği isimlerini geri çekip istifa ettirecek, kime nasıl davranacağını şaşıracaksın ve şaşırtacaklar, daha ne kaldı?

Allah kimseye böyle bir dert vermesin.

Dert diyorum evet evet bildiğiniz dert.

Tekrarlıyorum, kolay olmasa gerek.

Kolay değil ama bu zorluklar gerçekleri de değiştirmiyor.

Neymiş o gerçekler?

Bütün bu caksın ceksinlerden sonra da Şeref tribününü kadınlarla doldurup ülke genelinde farkındalık yaratacaksın, Muğlaspor ruhunu yaşatmak için okullarda teneffüs zillerinden Muğlaspor Marşı çalınsın isteyeceksin, çocukları spora yönlendirip, branşlarına göre her evde bir Muğlaporlu sporcu olsun farkındalığı yaratmak isteyeceksin…

Olur veya olmaz.

Dillendirilmesi, girişimde bulunulması bile önemli. Bunlar sosyal farkındalık adına olumlu gelişmeler.

Kimi neden rahatsız etmeli ki?

Bütün bunların yanında ekonomik sorunları çözmek için kapı kapı para isteyeceksin, sportif başarı yakalayacaksın, lig sıralamasında yukarıları zorlayacaksın, borcu düşüreceksin, bu kadar tahrik unsurlarına rağmen kulaklarınızı tıkayıp kimseyle kavga etmeyeceksin valla kolay iş değil.

Şahsen bu gelişmeleri ben izledikçe üzüldüm.

Derdi üzüm yemek olanların, bardağa da dolu tarafından bakmak isteyeceklerini düşünüyorum.

Buradan sağduyu çağrısında bulunalım.

Gün birlik, beraberlik günü olsun. Olsun ki, stadyumumuz ve şehrimiz Pazar günkü gibi hep bayram yerine dönüşsün.

Ben Pazar günü sahada mutlu oldum.

Muğlaspor adına anlamlı bir etkinlik, anlamlı bir galibiyete şahit oldum.

Gerek 48 Gençlik gerekse Suskunlar taraftar gruplarını gönülden kutluyorum. Taraftarlıklarını tam manasıyla yerine getirdiler.

Bugün gelinen noktada Muğlaspor ligin 4. sırasına yerleşti.

Play-off için iddialıyız ve inanıyoruz.

Güzide kulübümüzde hem futbol oynamış, hem de 3 dönem yöneticilik yapmış biri olarak, yaşananların ya da kulüp yönetmenin bir başkan ve yönetici için hiç kolay olmadığını biliyorum. 

Futbolda ve kulüpçülükte dün yoktur. Ne verirsen ver, ne başarırsan başar ömrü ve kredisi kısadır.

Kulübümüzün sorunsuz bir dönemini bir basın mensubu olarak da, neredeyse hatırlamıyorum.

Ama tüm sorunlara rağmen, hiçbir yönetimin bu olumsuzluk içeren girişimlere ve yaklaşımlara maruz bırakılmadığını da iyi hatırlıyorum.

Bence şuan bu yönetime o kısa olan krediyi vermekte yarar var.

Ne kadar eleştiri ya da farklı olumsuz uygulamalara maruz kalırlarsa kalsınlar, inançlarını yitirmeyip, çalışmalarını sürdüren Muğlaspor yönetimi de bir teşekkürü hak ediyor.

Biz teşekkür edelim de, sorun teşkil edilen konuları ve rahatsızlıkları genel kurul ortamına bırakalım.

Böylesi daha etik olacaktır.

***

Ha bir öneri daha…

Şeref tribününde farklı yüzler görmek, stadyuma farklı güzellikte yansıdı. Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumhur Çoban, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ve kurmaylarını bizim basın tribününde gördük.

Yerimiz var, isterlerse başka bölümlerde de maçı izleyebilirler. Bence protokolden maç izlemek yerine, iç saha maçlarını basın tribününden ya da başka tribünden maç izlemeleri göze hoş gelecektir.

Hazır Şeref tribününü kadınlara açmışken, bu ilginin sürmesini sağlayalım.

Şeref tribününü, protokol uygulaması ve gediklilerin yeri olmaktan kurtarıp, stadyumumuzu sosyal yaşam alanlarına dönüştürelim.

Nasıl olur?

Olmaz belki de Pazar günü Muğla başka güzeldi.