Dün Muğla Ormanspor TB3L play-off ikinci turunda Düzce Belediyespor’u konuk etti. Serinin ilk maçını deplasmanda oynayan Ormanspor 22 sayı fark yiyerek seride 1 -0 geriye düşmüştü. Serinin 2. maçı dün Muğla’daydı ve seriyi 3. maça taşımak için Ormanspor’un mutlak kazanması gerekiyordu.
Ormanspor’un grup maçlarında sergilediği muhteşem istatistiksel başarı bence yenilginin ana sebebiydi. İstatistiklerle alakalı Alex Ferguson’ın bir lafı var “istatistikî bilgiler mini etek gibidir, birçok şeyi gösterir ancak asıl görmek istediğinizi göstermez” diye. Grup maçlarını namağlup tamamlayıp 8 maçın 8’ini de kazanan Ormanspor’un, bu başarılı performansına rağmen saha içi organizasyonun zayıf olduğunu her platfromda söylemeye çalıştım. Özellikle bireysel performanslara dayalı hücum ve dirençsiz savunmalarıyla playoff turlarını geçmeleri çok zor görünüyordu. Ancak bu kadar erken veda edeceklerini ben de beklemiyordum.
Pota altı zafiyetinin olduğunu düşündüğüm ve play-offlarda en çok sıkıntıyı burada çekeceğine inandığım Ormanspor’un dünkü maçta en kuvvetli olduğu bölge pota altıydı hiç şüphe yok ki. Dünkü performanslarıyla Ormanspor’un pota altı oyuncuları beni mahcup etti, onları tebrik ederim.
Fakat düşük şut yüzdesiyle oynamaları ve ön alanda zayıf savunmaları kaybetmenin sebeplerinden sadece biriydi. Ön alanda göstermelik savunma yaparak, her penetrede geçilmeleri, arka alanda bulunan oyuncuları zor durumda bıraktı ve rakibe kolay sayı imkânı tanıdı. Hücumda ise miss-match’leri değerlendiremeyen, top paylaşımını gerektiği kadar yapamayan bir Ormanspor vardı sahada maalesef.
Gerçi buralara kadar bireysel performanslara dayalı gelindi. Hücumda o kadar çok bireysel performanslara bağlı olursan, maçları kazanman da oyuncuların maç günü performanslarına kalır. Basketbolun takım oyunu olduğunu her fırsatta belirten koç Ömer Petroak’ın bireysel hücuma dayalı bir takım yaratmış olması da bir o kadar ironi. Kariyerinin Muğla basketbolu için oldukça iyi olduğunu bildiğimiz, hatta milli takım çalıştırıcılığı yapmış olan Ömer hocanın, dünkü maçın 3. periyodunda düşüşe geçen takımını uyandırmak amacıyla mola hakkını kullanmaması da dikkat çekiciydi.
Sezon başında Kıbrıs 1. liginin en iyi oyuncularından biri olan, all star maçında yabancılar karmasının ilk 5’inde oynayan ve smaç şampiyonu seçilen Andre Fulton’u, Jordan olsa dahi oynatmam deyip takıma almayan koçun, dünkü maçta 10 metreden gereksiz ve erken şutlar kullanan Jordan tiplemesi oyun kurucularını 1 dakika bile dinlendirmeyen koç Ömer Petroak’ın dünkü mağlubiyette önemli rol oynadığını düşünenlerdenim.
Fakat oyun kurucuları Egemen’in hakkını yemek istemem, takımı buralara kadar sırtlayan ve her maç 30 sayı barajını zorlayan Egemen dün sadece kötü günündeydi ve her şeye rağmen iyi niyetiyle oynadı. Ancak dünkü kötü oyununa bu kadar toleranslı davranılması beni şaşırttı doğrusu.
Ayrıca benchte oturan oyuncuların kalitesi ve efektifliği de zayıftı. Tabi bu durum kulübün ekonomisiyle de paralel. Zengin yedek kulübesi günümüz basketbolunda olmazsa olmazlardan biri ve kısıtlı bütçelerle ancak bu kadar oluyor. Ne kadar ekmek o kadar köfte misali.
Ne yapalım umutlarımız seneye ertelendi ve eminim ki gelecek sezon Ormanspor daha iyi bütçeyle daha iyi bir kadroya ve organizasyona sahip olacaktır. Yine de yaşattığın heyecan için teşekkürler Orman.
