MUÇEP’İN MUÇEV İDDİALARI

Muğla’nın eşsiz kıyılarına rant çevrelerinin iştahının yoğun olduğunu bilmeyenimiz yok gibi.

Bu rant girişimleri nedeniyle ortaya çıkan hukuksuz girişimler, halkın rahatça giriş çıkış yapabileceği alanlardaki huzuru yok etmiş, güzelim kıyılar, haksız kazanca davetiye çıkartan alanlar haline gelmişti.

Bu kıyılardan bir de Akbük’tü.

2004’lü yılardan bu yana işletilmesiyle ilgili yaşanan olumsuzlukları duyar, bilir, görürüz.

Tatil yapamayan vatandaşın da uğrak noktalarından biridir Akbük, eşsiz doğası da cabası.

Çok çetrefilli süreçler yaşanmıştı Akbük’te.

Geçtiğimiz günlerde AK Parti Menteşe İlçe Başkanı Eray Çiçek yaptığı açıklamayla, Akbük girişindeki mülkiyeti ormana ait 25 dönümlük yerin 20 yıllığına MUÇEV’e verilmesi için sözleşme imzalandığını açıkladı.

MUÇEV bilindiği gibi Muğla Valiliği kontrolündeki Muğla’ya Hizmet Vakfı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrolündeki Türkiye Çevre Koruma Vakfı tarafından kurulan turizm, ticaret limited şirketi olarak işlerlik yürütüyor.

Yani Turizm ve Çevre Vakfı.

Akbük Koyu içerisindeki günübirlik tesislerin de MUÇEV tarafından işletilmesi ile ilgili de çalışmaların devam ettiği açıklandı Eray Çiçek tarafından.

Yaşananlara ve rantçı kesimin iştah kabarttığı bir ortamda, Akbük’ün işletmesinin devlet kontrolündeki bir kuruluşa verilmesi, güven tesis eder gibi duruyor ama kime ya da kimlere göre?

Tam da bu konuyla alakalı olarak, Akbük ile ilgili kararın Eray Çiçek tarafından kamuoyuyla paylaşılmasının ardından kişisel mail adreslerimize Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından bir e-posta servis edildi.

Servis edilen açıklamada, MUÇEP, Akbük’ün özel sermayeye peşkeş çekildiği iddia ediliyor.

Açıkçası MUÇEP, bu karardan hoşnut değil. Hoşnutsuzluğunu da basına servis ettiği açıklamada çeşitli iddialarla ortaya koymuş.

Açıklamada şu görüşlere yer verilmiş:

“Muğla Akbük’de 25 dönümlük bir alanın işletmesi, bir kez daha Muğla Valiliği kontrolündeki Muğla’ya Hizmet Vakfı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrolündeki Türkiye Çevre Koruma Vakfı tarafından kurularak, vakıf görüntüsü verilmeye çalışılan MUÇEV Turizm Ticaret Ltd. Şti. isimli şirket tarafından özel sermayeye peşkeş çekiliyor. Yani anayasaya aykırı olarak kıyılar kamu yararı adı altında ticarileştirilerek özelleştiriliyor. MUÇEV’in daha önceki uygulamalarında da AKP’nin elinde olmayan belediyelerin işletme alanında olması gereken kıyılar ve diğer doğal alanların işletmesini kendi destekçilerine fırsat olarak sunmaya çalıştığı sayısız örnek yaşandı. MUÇEV’in hak sahibi olmadığı bu alanlardaki hukuksuz girişimlerine halkın tepkisi yoğun. Bu girişimler, birçok kez protesto edildi, sayısız dava açıldı. Davalar kazanıldı ancak MUÇEV’in hukuksuzluğu sınır tanımıyor. AKP, elinde olmayan sahil beldelerinde MUÇEV el artırıyor. MUÇEV rezaletinde son perde, idare-devlet kararlarının ilgili idare birimleri yerine, bizzat iktidar partisi AKP il-ilçe başkanları tarafından açıklanması ve sanki müjdeli bir habermiş gibi sunulur olması. MUÇEP olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki, MUÇEV’i tanımıyoruz, meşru ve hukuki kabul etmiyoruz. MUÇEV ile imzalanan her türlü hukuki yola başvuracağız, protestolarımızı yükselteceğiz ve parti ayrımı gözetmeksizin kıyıların özelleştirilmesine her zaman karşı duracağız.”

Açıklama bu şekilde.

İçinde Platformun, MUÇEV’i tanımadığı, meşru ve hukuki kabul etmediği söylemlere de yer verilmiş.

Görüldüğü gibi alınan karar kimine göre kamu yararı, kimine göre kamu zararı içerebiliyor.

Açıklamada eleştirel bir yaklaşım ortaya konup, bu kadar da netlik içeren ifadelere yer verilmişken; mesela hangi özel sermayeye peşkeş çekileceği, Akbük’ün işletmesinin nasıl bir yöntemle, hangi güvenli sayılabilecek bir oluşumla sürdürülebilir kılınması gerektiğinin de ifadelere yansıması yerinde olurdu diye düşünüyorum.

Eleştirileri, çözüm önerileriyle bütünleştirerek sunmak önemli. 

Neyse ki, MUÇEV’in işletme kararının AK Parti il-ilçe başkanları tarafından değil de kim ya da kimler tarafından açıklanması gerektiğine yer verilmiş.

“İdare-devlet kararlarının ilgili idare birimleri” vurgulanmış.

Akbük, MUÇEV’in işletmeciliğinde rant çevrelerinin el uzatamayacağı devlet kontrolünde güvenli bir turistik bölge haline dönüşecek mi, yoksa MUÇEP’in iddia ettiği gibi özel sermayeye peşkeş mi çekilecek, ya da kıssadan hisse; Akbük kanayan yara olmaya devam mı edecek bekleyip göreceğiz.

MUÇEP’in ortaya attığı iddialara, konunun muhatabı durumundaki AK Parti kurmaylarının bir cevabı olacak mı, onu da bekliyor olduğumuzu ifade ederek, sonlandıralım.