Türkiye’de devlet memurlarının siyaset yapma yasağı kalkmadı. Ankcak bu yasağın Muğla’da kalktığını çok rahat görüyoruz. Özellikle bazı resmi kurumların müdürleri aktif siyasetin içerisinde. O kadar içerisindeler ki bazı milletvekili adaylarından daha iyi çalışma sergiliyorlar. Milletvekili adaylarıyla birlikte ilçe gezilerine katılıyorlar. Milletvekili adaylarıyla kahvaltılı basın toplantılarına katılan müdürler dahi var. Aynı tabloyu 7 Haziran seçimlerinde de gördük…
7 Haziran seçimlerinde bazı daire müdürleri ellerinde siyasi partilerin bayraklarıyla miting alanına dahi gelmişti. O süreç içerisinde Muğla Valiliğini ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünü bu köşeden uyarmıştık. Suç olmasına rağmen bu güne kadar ellerinde siyasi parti bayraklarıyla mitinglere katılanlar hakkında hiçbir soruşturma başlatılmadı. Yaşanan bu olay ört bas edildi. Hiç kimse üstüne düşmedi…
Gelelim 1 Kasım seçimlerine. 1 Kasım seçimleri için hiçbir siyasi partinin genel başkanının Muğla’da programı yok. Bu günden itibarende genel başkanların Muğla programı yapması oldukça güç gözüküyor. Siyasi partilerin genel başkanları Muğla’da miting düzenlemediği için bu seçim sürecinde müdürleri miting alanında göremeyiz diye düşünüyorduk. Ancak yanılmışız. Mitinglere katılmayı bir kenara bırakın bazı müdürler yollara düşmüş kapı kapı dolaşıp bir siyasi parti için oy ister hale gelmiş…
Herkesin siyasi görüşü vardır. Herkes siyasette söz sahibi olmalıdır. Ancak ortada bir yasa var ise herkes bu yasaya uymalı diye düşünüyorum. Bir ilçe müdürünün milletvekili adayı gibi siyasi propaganda toplantılarına katılması kapı kapı dolaşıp bir siyasi partiye oy istemesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu çalışmalarını fotoğraflayıp sosyal paylaşım sitelerinde dahi rahatlıkla paylaşabiliyorlar…
Şimdi ben merak ediyorum. Ortada bir yasa var. Yasa ne diyor. Devlet memurları aktif siyaset yapamaz diyor. Peki açık açık bir siyasi parti için oy isteyen müdürler hakkında her hangi bir işlem yapılacak mı diye insan kendisine sormadan edemiyor. Soruyorsunuz da aslında cevabını da biliyorsunuz. Siyaset yapan müdür için kim soruşturma açabilecek ? O cesarette birisi var mı acaba? Pek sanmam. O cesareti gösterecek kişiyi bulmak gerçekten çok ama çok zor…
Peki bunun tam tersi olsaydı. Bir devlet memuru o siyasi parti için değil de başka bir siyasi partinin seçim çalışmalarına katılsa ne olur du acaba. İşte o zaman kıyametler kopardı Muğla’da. İdari soruşturmasından tutun da konuyla ilgili kaç tane müfettiş görevlendirilirdi orasını siz düşünün. İnanın o memurun ocağına incir agacı dikilirdi. Ama şimdi hiç kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Herkes kulağının üzerine yatmış durumda…
Bu yaşananları kimse görmüyor, kimse duymuyor ve kimse konuşmuyor. Yani sizin anlayacağınız herkes halinden memnun. Görmedim, duymadım, konuşmadım demek herkesin işine geliyor. Şimdilik durum böyle. Ama yarın neler olur orasını hiç kimse bilemez. Hani bir söz vardır. Keser döner sap döner diye. Keser ve sap döndüğü zaman neyin ne olacağı işte o zaman hiç belli olmaz. O yüzden birilerinin kraldan çok kralcı olması çok doğru değil hani…
Malum seçim yasaklarından dolayı bazı şeyleri kaleme alamıyoruz. Muğla’da ki siyaseti soracak olursanız. Muğla bildiğiniz gibi. Yasaklar başlamadan önce ne yazdıysak aynı şekilde devam ediyor. Birileri bir fazla milletvekili çıkartmak için çaba gösteriyor. Birileri milletvekili sayısını korumanın derdinde. Birileri de bende aradan çıkabilirmiyimin derdinde. Milletvekili adayları seçim çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinin derdi Ankara’ya gitmek…