Hep diyorum; “Neye karşı yasak konulursa konulsun, bizim memleketliye normalleşmeden bahsetmeyeceksin” diye.
Sonuçları ortada.
Ne zaman işler düzelmeye kalksa, hoopp başa dönüyoruz.
Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik alınan kararlar ve uygulamalar tartışılabilir ama biz vatandaşların da çok duyarlı olduğu söylenemez.
Yasak saatleri dışında herkes hayatını olağan akışında sürdürüyor.
Yasak saatleri dışında dedim ama sanki o saatlerde herkes evlerinin içinde.
O da değil.
Maşallah duyan gelmiş misali herkes dışarda.
Örneğin Pazar günlerine bakıyorum, pandemi öncesinde bir Pazar günü şehir nasılsa pandemi de de aynı.
Yani çok değişen bir şey yok.
Sanki herkes sokağa çıkma serbestliği konusunda avantajlı grupta.
Güvenlik, sağlık ve basın; bu meslek gruplarını anlıyorum da, alakalı alakasız birçok kişi bu serbestliğe haiz olmuş durumda.
Örnek verecek olursak.
Herkesin tarlası tokadı varmış şehirde ama bizim haberimiz yokmuş.
Meğer şehirde herkes çiftçiymiş.
Kampanyadan dağıtılıyor gibi bol bol çiftçi izin belgesi dağıtılmış.
Eee o zaman bu yasaklar kime?
Belli yaş kategorisindeki vatandaşa.
Herkes dışarda, onlar içeride.
Hazır bu kadar haberimiz olmayan çiftçilik revaçtayken, turizmin dışında aynı zamanda da bir tarım şehri olan Muğla, tarımsal kalkınmasını da bu sayede gerçekleştirebilir.
Hatta ülkenin tarım potansiyeline de ciddi katkılar sunabilir.
Böylesine çiftçi odaklı bir şehirde, tarıma alternatif projelerin sunulamıyor olmasından kimsenin şikayet etmeye hakkı olmamalı.
Cevher önümüzde, işlenmeyi bekliyor.
Biraz kapsamlı araştırsak, önümüze ne türlü alternatif tarım olanakları sunulacak kim bilir.
Muğla Büyükşehir Belediyesinin bir sloganı var, “Gelecek nesillerin mutluluğu için çözüm tarımda” diye.
İşte o mutluluk meğerse gözümüzün önündeymiş, sadece pandemi de ortaya çıkmaya bekliyormuş.
Büyükşehir Belediyesi ayrıca kooperatiflerle de güç birliği yapıyormuş.
Bence bu güç birliği, pandemi döneminde tarımsal faaliyetleri olduğu yönünde müracaat ederek, sokağa çıkma izni alan vatandaşlarla da yapılabilir.
Bunu da bir öneri olarak sunalım.
Ne de olsa müthiş bir tarımsal potansiyelimiz var.
En azından bu tarımsal potansiyelin var olduğunu pandemi döneminde herkesin çiftçi olduğunu iddia ederek aldığı izinlerden anlamak mümkün.
Bugünkü yazımıza nüktedan bir yaklaşım hakimdi.
Anlayan da anlamıştır zaten…