Ülkede seçim dönemine girdik diyebiliriz. Seçime yedi ay gibi bir zaman kalması neticesinde partiler arasında hareketliliğinde hızlandığını gözlemliyoruz. Gerek muhalefet gerek iktidar partilerinin neredeyse her gün olmasa bile her hafta bir bölgede, bir ilde ya da bir ilçede miting tarzı programlarda boy gösterdiklerine şahit oluyoruz.
Gerek iktidar milletvekilleri, gerekse muhalefet milletvekilleri meclis kürsüsünden bu güne kadar hiç göstermedikleri derecede performanslarını sergilemeye başladılar bile. Nede olsa seçim önü gündemde kalmaları, kendilerinden bahsettirmeleri gerekir değil mi? Hafızalarda yer edip seçim arifesinde partilerinin genel başkanlarının gözüne girmeleri aday listeleri oluşturulurken kendilerine artı puan kazandıracaktır.
Bütçe görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde ise Muğla milletvekillerinden Süleyman Girgin’in bakanlara tek tek cevaplamaları için sorduğu soruları basından takip ediyoruz. Öyle yada bu şekilde Muğla Milletvekili olarak kendinden bahsettiriyor. Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP hızlı tempoyla çalışmalarına devam ediyorlar ama biz yaşadığımız şehirde bu tempoyu pek göremedik nedense! Özellikle MHP'nin yaklaşık bir aydan bu yana her hafta Türkiye'nin değişik illerinde düzenlediği yüksek katılımlı mitinglerin karşılık bulduğunu gözlemliyoruz. Diğer illerde yapılan ve ses getiren, göz dolduran teşkilat çalışmalarının daha fazla duyulması Muğla’da çalışma yapıyormuş gibi yaptıklarındandır belki de kim bilir…
Muhalefetin altılı masa etrafında ara ara toplanmalarından henüz somut bir sonuç çıkmış değil. En azından dışa yansıyan görüntü bu yönde. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu her ne kadar Cumhurbaşkanı adayı gibi gezilerine devam etse de sanki masanın üstünde tokalaşıp masanın altında birbirlerini mi tekmeliyorlar? Diye düşünmeden edemiyor insan. Muhalefetin parti liderleri olsun, parti sözcüleri olsun katıldıkları televizyon programlarında aday noktasında tek isim üstünde karar veremedikleri için ara ara farklı görüşlerin ortaya çıktığını seziyoruz. Seçim önü samimi gelmeyen ABD ziyareti, İngiltere ziyareti ve ardından Almanya ziyareti dikkatlerden kaçmıyor. ABD, İngiliz ya da Alman vatandaşlardan oy istemeye mi gitti yoksa oradaki bazı gruplardan icazet almaya mı gitti izlenimini getiriyor akla.
AK Parti teşkilatlarının 2023 Şehir Buluşmaları kapsamında yaptıkları çalışmalar daha derinlemesine bölge vekillerinin daha çok halkın içinde olacağı, sorunlara çözüm odaklı yaklaşımlarla yapılan çalışmalar olsaydı daha artı kazandırırdı diye düşünüyorum. Bu vesile ile vatandaşlar oy verdikleri partinin vekilleri ile daha çok hemhal olmuş, sorunlarına çözüm bulma fırsatı yakalamış olurlardı. Seçimden seçime görünme modelinin dışında yapılan çalışmalara katkı vermeleri mensubu oldukları partilerine daha fazla kazanım elde ettirirdi. Teşkilatın başında olan parti temsilcilerinin Cuma günleri üyelerine bu güne kadar hiç atmadıkları Cuma mesajlarının gelmeye başlaması, hatta sokakta gördükleri üyelere selam vermeden kafalarını çevirip geçtiklerine şahit olunca “Kıymetli Kardeşim” sözü ile başlayan mesajlarınızın samimiyetini yitirdiğinin farkına vardığınızda umarım geç olmamış olur.
Seçim zamanı geldiğinde kafa çevirip burun kıvırdığınız o üye, o seçmen; “geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye" derse hatayı kimse de aramayın sonra.
Muğla için taş üstüne taş koyan herkes baş tacımızdır. İster seçilmiş olsun, ister aktif siyaset yapan bir kişi, isterse sıradan bir üye hiç önemli değil! Yeter ki ortak payda Muğla olsun. Kendi istikbal ve emellerinden fazla memleket sorunları, vatandaşın dertleri ve çözüm önerileri ile dertlenen her seçilmişi baş tacı eder alkışlarız, Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim ederiz. Kendi bireysel kazanımlarının, menfaatlerinin dışında seçim bölgesi olan memleketlerinin kıymetli milletvekillerini canı gönülden hep beraber avuç içlerimizle mi? şeytantırnağımızla mı alkışlayalım? Ne dersiniz? Karar sizin ama masanın üstünde tokalaşıp altında tekmeleşenleri biz gösterdikleri yüksek performans için ayakta alkışlıyoruz…
Sevgiyle…