BERİTAN YÜCEL

Muğla’nın Marmaris ilçesi Hisarönü Mahallesi’nde dere kenarına moloz döküldüğü, ağaçların kesildiği iddia edildi.

Marmaris Ekolojilk Mücadele Komitesi, tahrip edilen alanda gerçekleştirdiği açıklamada, “Marmaris Belediyesi’nin, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma bölgesinde yer aldığı için uluslararası sözleşmeler ve iç hukukla koruma altında olan Hisarönü Mahallesi’nde doğayı ağır biçimde tahrip ettiğini tespit ettik.” denildi.

“SİZİN AMACINIZ NE?”

Marmaris Belediyesi’nin eleştirildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün olduğu gibi her seçim dönemi halkın umutları artar. Daha iyi ve daha güzele dair bir beklenti oluşur. Tıpkı son yerel seçimden sonra Marmaris’te bu yönde bir beklenti oluştuğu gibi. Ama ortak karar alma, halk ile birlikte yönetme, hesap verme, şeffaflık, açık kapı ve kente sahip çıkma gibi seçim öncesi verilen sözlerden ne yazık ki çok çabuk dönüldü. Sizin amacınız ne?

Marmaris’i değerli kılan içinde yaşadığımız eşsiz ormanları ve denizi idi. Ormanlarımız yandı. Denizimiz ve yangından geriye kalanlar da açgözlü ve paradan başka bir şeye değer vermeyenlerin tehdidi altında. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Doğanın katledilmesine ses çıkarmıyorsunuz. Halkı bilgilendirmiyorsunuz. Halkın yerel yönetimlere demokratik katılımını değersizleştiriyorsunuz. Ben yaparım, hesabını da vermem diyen tavrınızla 20 yıldır içine düştüğümüz karanlığın kötü bir taklidi olmaktan öteye gidemiyorsunuz. Önce İçmelerde “ücretsiz halk plajı” adıyla yapılan, gerçekte ise ücret karşılığı kullanılacak ve kıyılarımızın halkın elinden alınmasının göstergesi olan projeye ses çıkarmadınız. Ses çıkarmamanız bir yana İçmeler sahilinde Belediyeye ait olan alanı, birilerine kiraladınız. Böylece kumsalın demirlenip, işgal edilme girişimine sebep oldunuz.

Son Dakika: Muğla'da orman yangını çıktı! Son Dakika: Muğla'da orman yangını çıktı!

“YAKANIZDA TAŞIDIĞINIZ ROZETİN HALKÇILIK, DEVLETÇİLİK OKLARINDAN HİÇ Mİ MAHCUBİYET DUYMUYORSUNUZ?”

Ardından Karacasöğüt’te Muçev’e ait marinanın büyütülme projesine dava açtınız. Bilirkişi raporu lehinize gelmesine rağmen, mahkemenin karar vermesini beklemeden şirkete ruhsat verdiniz. Davacısı olduğunuz projenin denizi kazıklayıp, betonlaştırmasına sebep oldunuz. İyi ki köylüler ve çevre gönüllüleri müdahale ettiler de doğal sit alanı olan ve antik değere sahip Karacasöğüt Koyu kurtuldu. Proje mahkemece iptal oldu ve Danıştay da kararı onadı.

Sessizliğiniz ve tercihiniz Hisarönü 142 parsele, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile verilen özel imar izni için de geçerli oldu. Köylerimizde imar yokken, parsel ÖÇK özelliğine sahipken ve sulak alan olarak uluslararası sözleşmelerle korunurken, siz yine halkı bilgilendirmediniz ve projeye olumsuz yazı vermenize rağmen dava açmaktan imtina ettiniz. Ama biz dava açtık ve açtığımız davada bilirkişi raporu lehimize geldi. Tıpkı diğer itirazlarımız gibi. Ne tesadüftür ki; dava öncesi Karacasöğüt’te muhtara gelen ‘toplantıyı terk et’ telefonu gibi Hisarönü sakinlerinden bazılarına da ‘siz karışmayın arsalarınız değerlenecek’ telefonları peş peşe geldi.

Şimdi soruyoruz. Sizin amacınız ne? Yakanızda taşıdığınız rozetin halkçılık, devletçilik oklarından hiç mi mahcubiyet duymuyorsunuz?

“SORMAK İSTİYORUZ ARKANIZ DA KİM VAR?”

Bütün bu yaşadıklarımız yetmezmiş gibi şimdi de Hisarönü’nde, 142 parsele paralel, belediye ait alana aynı doğa yıkımını siz yapıyorsunuz. Sulak alanı moloz ile doldurup üstüne Kızılbük’ ün kırmızı toprağını seriyorsunuz. Ağaçları keserek korumanız gereken doğamızı geri dönülmez bir tahribatla yok etmeye çalışıyorsunuz. Yine halkı bilgilendirmeden ve görevinizin aslında ne olduğunu önemsemeden. Belediye böyle yaparsa vatandaş ne yapmaz? İcraat toplamınıza baktığımızda görüyoruz ki bugüne kadar almış olduğunuz tutum iş bilmezlik değil düpedüz bilinçli bir tercihtir. Sormak istiyoruz arkanız da kim var? Sizi kim koruyor?

“BELEDİYEMİZE DÜŞEN GÖREV MARMARİS’İN DOĞASINI KORUMAK OLMALI”

Marmaris, derdi sadece para olan kişi ve siyasi anlayışların çevre talanı, tehdidi altında; farkındayız. Bir dolu proje ÇED için müracaat etti ve ediyor. Valiliğin tavrı ise ortada: Son üç yılda neredeyse %100 “ÇED gerekli değildir” kararı veriyor. Belediyemize düşen görev bu talan projelerine karşı öncelikle halkı bilgilendirmek, onların görüş ve önerilerine önem vererek Marmaris’in doğasını korumak olmalı. Burada olduğu gibi o talana ve yağmaya bir kepçe darbesi de belediyenin vurması değil.

Biz demokrasiye olan inancımızla Marmaris’imizi korumaya ve halkın yerel yönetimlere katılmasının önündeki engellerin kaldırılması için mücadele etmeye oy verdik. Oyumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Umarız akıl ve sağduyu galip gelir. Böylece içinde bulunduğumuz karanlık, yolsuzluk düzeni ve kötülük de son bulur.”

Editör: Beritan Yücel