1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, toplumsal farkındalığı arttırmak ve engelli bireylerin aslında herkes gibi olduğunu, “engel “olarak görülen güçlüklerden nasıl başarı hikayeleri doğabileceğini hatırlatmak oldukça önem arz ediyor.
Günümüzde farkındalık günlerinin bir kutlama günü olarak yaşandığının bilincinde bugünün de farkındalıktan ziyade empatiden yoksun metinlerde üstün körü ben de buradayım demek için yazılan iletilerle geliştirildiğini görmek şahsımı olduğu kadar eminim çoğunuzu üzüyordur.
Oysa engelli bireyler aslında yaşam savaşında hepimizden cesur, atak ve güçlüler. Bizim hiç bilmediğimiz ağrılarına rağmen, uzuvlarının istemsiz yönetiliyor olmasına rağmen hayata küsmüyorlar. Biz tırnağımız kırılsa yüzümüzü düşürüyoruz, kolunu kaybeden, bacağını kaybeden kahraman gazilerimiz vatan sağ olsun deyip hayata daha sıkı sarılıyorlar.
Beethowen'ın işitme engelli olduğunu, Aşık Veysel'in görme engelli olduğunu, ilimizin önemli değerlerinden Prof.Dr. Ozan Bahar’ın sadece yürüme engelli olduğunun farkındayız. VAZGEÇME kitabında ki azmine hepimiz şahidiz, yaşam savaşının en güçlü hükümdarları olarak onların eserlerinden feyz alıyoruz.
Belki de artık en ihtiyaç duyduğumuz yardım onları yardıma muhtaç bireyler olarak görmekten vazgeçmek. Onlar kendilerini gerçekleştirme yolunda başarıyı göğüsleyen ve hepimize toplumumuza ders verecek nitelikte bireyler.
Özel bireylerin kendilerini daha iyi hissedebilecekleri, asosyallikten kısmen de olsa uzaklaşma imkanı buldukları Kışla Parkında ki Muğla Engelliler Derneği’nin barakadan yapı içinde varlığını sürdürüyor olduğunu görmek her ziyaretimde içimi acıtıyor. Empati kurmak için özel birey olmaya gerek yok dernek çatısına adım atınca. Derneğin geleneksel ikramı haline gelen simit ve turşunun tadı özel insanlarla yenilince baklavadan bile daha tatlı geliyor insana, tavsiye ederim. Özellikle şehrin yönetiminde, yerelde ve genelde söz sahibi olan herkesi kış aylarında özel bireylerin asosyallikten kısmen de olsa uzaklaştıkları, bir arada kaynaştıkları, pandemi dönemi hiç bir arada toplanamadıkları yaşam alanlarına BARAKADA BİR GÜN etkinliğine herkesi Muğla Engelliler Derneği’ne bir gönüllü üye olarak davet ediyorum. Simit ile turşunun tadına BARAKADA hep beraber bakalım ne dersiniz?
Ülke içinde olduğu gibi dünyada da bir çok spor dalında Ay Yıldızlı Bayrağımızı dalgalandıran YAŞAM MİMARLARIMIZI ’da kocaman alkışlıyorum. Özel birey oldukları halde bir çok sağlıklı insana insanlık dersi veren gönlü güzel, temiz kalpli, çıkarsız, menfaatsiz seven güzel yüreklere kocaman alkışlarımız. Varlığınızla var oluyoruz, sevginizle büyüyoruz… Sağlıklı güzel günleriniz olsun güzel bakan, güzel gören kardeşlerim…
Sevgiyle…