Gezi parkında başlatılan insancıl eyleme karşılık İstanbul polisinin kullandığı orantısız güç (kitap okuyanlara biber gazı sıkmak, çadır kuranların çadırlarını yakmak, ağaç altında yatanları coplamak vs.) tüm Türkiye’yi ayağa kaldırmış ve 31 Mayıs Cuma akşamı polis ile halkı karşı karşıya getiren deyim yerindeyse Taksim muharebe savaşı başlamıştı. Ulusal medya kanallarının üç maymunu oynaması ve yaşanılan olaylara kayıtsız kalması, insanların haberleri an be an sosyal medyadan takip etmeye başlamasıyla ve o sitelerden örgütlenmesiyle çığ gibi büyüdü.
31 Mayıs Cuma akşamı sosyal medyayı takip eden Muğla’lılar da sınırsızlık meydanında toplandı. Sınırsızlık meydanında toplanan grup hem öğrencilerden hem de Muğla yerel halkından oluşuyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde grup Muğla valilik binasına ilerledi ve bir müddet sloganlara orada devam etti. Polis hiçbir müdahalede bulunmayarak müzakere yoluyla grubu yatıştırmaya çalıştı. Ancak grup yatışmadı ve AKP binasına yürümeye başladı. Bu dakikada Muğla’nın yerel halkı gruptan ayrıldı ve AKP binasına200 metre kala grubun sayısı oldukça azaldı ve polis barikatıyla karşılaştı. Polis anons yaparak grubu dağılması yönünde uyardı. Bütün uyarılara rağmen ayrılmayan ufak gruba TOMA tazyikli su ve biber gazı ile müdahalede bulunarak grubu dağıttı.
Ertesi gün öğlen saat 3’te toplanan binlerce insan sınırsızlık meydanına sığmadı taştı ve gerçekten mükemmel görüntüler oluştu. Yaşlısı, genci, sağcısı, solcusu, taraftarı, esnafı, Muğla’nın her kesimi oradaydı diyebilirim. Toplanan binlerce insan AKP binasına doğru yürüdü fakat polis barikatı tekrar AKP binasını korumaya almıştı. Müzakere sonucu grup sınırsızlık meydanına yönlendirildi.
Gece yarısına kadar sınırsızlık meydanında bekleyen topluluk, gece yarısında tekrar AKP binasına yürüdü. Gece yarısı yürüyen grubun içerisinde provokatörlerin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Barikatın önünde bulunan TOMA aracını taşlamaya başladılar, bir polisi taşla yaralayarak yere düşürdüklerini de bizzat gözlerimle gördüm. Polisin yaptığı sadece binayı korumaktı ve her türlü provokasyona karşı sabırla beklemeyi bildiler. Ancak grup şiddeti arttırınca polis müdahalede bulundu ve tekrar tazyikli su ile biber gazı devreye girdi. Sokak aralarına kaçan grup elemanlarını takip eden sivil polisler 100’e yakın gözaltı yaptı.
Gözaltılar ertesi gün serbest bırakıldı. Her geçen gün grubun sayısı artmaya devam etti ve sınırsızlık meydanı önünde bulunan kavşağı trafiğe kapattılar. Pazar gecesi etrafta bir tane polis bile görünmüyordu. Sabaha kadar dursalar müdahale dahi etmeyi düşünmüyor gibiydiler. Ancak grup yine AKP binasına doğru yönelince polisin müdahalesi diğer günlere oranla daha sert oldu. Hatta akyola kadar kovalamacalar sürdü. Gözaltılar devam etti, TOMA’lar sokak aralarına kadar indi, biber gazları sokakları yaktı kavurdu.
Her türlü provokasyona rağmen dolduruşa gelmeyen Muğla polisini gerçekten kutlamak istiyorum. Hatta İstanbul, Ankara ve İzmir polisinin Muğla polisi gibi olmalarını dilerdim. Çünkü Muğla halkının eylem yapmasına izin verdiler trafiği kapatmalarına rağmen hiçbir müdahalede bulunmadılar. Her türlü taşkınlığı konuşarak çözmeye çalıştılar ancak bunun yeterli olmadığı noktalarda müdahale ettiler.
Hakkını arayan ve gezi parkı olaylarına tepkilerini göstermek isteyen arkadaşlar; tepkinizi gösterin, toplanın, sloganlar, şarkılar söyleyin. Ancak provokasyona gelip etrafa zarar vermekten kaçının. Bu şekilde davranarak haklılığınızı kaybediyorsunuz ve aleyhine sloganlar attığınız topluluğun ekmeğine yağ sürüyorsunuz lütfen unutmayın.
Sırf atraksiyon peşindeyseniz ki öyle görünenleriniz var aranızda, otobüs kaldırıp İstanbul’a gidin, atraksiyonun alası orada. Ya da çok uzağa gitmek istemiyorsanız İzmir’de de olaylar çok karışık oraya da otobüs kaldırabilirsiniz. Burada Muğla halkı gereken tepkilerini en güzel şekilde gösterirler.