KAYGILI YARINLAR BİZLERİ DAHA DA KOPARMASIN

Her yeni yıl, yeni umutlara gebe.

Güzel ve olumlu dilekler, yeni beklentiler…

Önce sözlerde insanlık adına insanca dilekler.

Uygulanır uygulanmaz, anlık ta olsa insanca dilekler, insanca tutumlar.

Mutlu ve umutlu kılıyor biz insanoğlunu.

Sonrasını, olacakları, acıyı, tatlıyı, kısır çekişmeleri, anlamsız hırsları, kötülükleri yani kısaca yaşanacakları bir daha düşünürüz.

O nedenle yeni yılın ilk gününde, 2019’un son gününde dillere döktüğümüz güzel dilekleri yaşatalım zihinlerimizde.

En azından tadını çıkartmaya çalışalım yeni ve taze yılın.

Umutsuz değiliz ama geçmişin keyfini kaybettiğimiz de bir gerçek.

Geçmişin keyfine hep bir özlem var.

İnsanlığın kolay tüketmediği, gelenek, görenek olgusunun hayata anlam kattığı dönemleri içerdiği için olabilir bu özlem.

Yılbaşı hazırlıkları bile bu düşüncemi doğrular nitelikteydi.

Olmayan hazırlık.

Gazetemizin manşetlerinde de yer aldı.

Esnaf işlerinin durgunluğundan dertli, vatandaş hayat pahalılığından.

Muğla sokakları hareketsiz.

Yılbaşı telaşı yok desek yeriydi.

Muğla’da pek alışılagelmiş bir görüntü değil.

Elbette eğlence mekanlarının doluluk oranları fazlaydı ama dolduranlar çok mu keyifliydi?

Yeni yılı evinde karşılamak niyetinde olanların ve karşılayanların sayısı da azımsanacak değildi.

Durum sadece ekonomik değil.

Ekonominin yanı sıra; insani ilişkilerin ve her güzel anın kolay tüketildiği bir ortamın yarattığı keyifsizlik de bu olumsuz görüntüye sebep.    

En büyük sorun güvensizlik.

Ev ve işyeri kapılarını açık bırakıp giden insan yapısına sahip bir toplumun fertleriyiz biz.

Nasılda birbirine güvenmeyen bireyler haline dönüştüğümüzü görmek içimizi acıtıyor.

Şehrimizde bu güzellikleri hala görmek mümkün ama bu da zamanla kayboluyor, kaybolacak.

Her şeyi zora sokuyoruz.

Acabayla yaklaşmak bize göre değil.

Benden senden, sizden bizden, ondan bundan diyerek kilometre doldurmak bize göre değil.

Ne ara bu hale geldi toplum, fark edemedik.

Birden içinde bulduk kendimizi.

Sanki hep böyle yaşamışız gibi de zorlanmadık maşallah.

Adapte olmakta üstümüze yok.

Neyse yılın ilk gününde karamsarlığa burada son verelim.

Yoksa sonra başladığı gibi gider maazallah.

Siz anlatılmak istenileni anladınız.

Ders çıkarıp, olumlu düşünelim.

Keyfimizi hiç kaybetmediğimiz, acıyı tatlıyı bir arada paylaşarak, mutlu mesut yaşayacağımız günlerin tesisini dileyelim.

Tabi refah, bereket ve bolluk içinde.

Kaygı duyulan yarınlar gerçeği, bizleri daha da birbirimizden koparmadan.

Yeni yıl sunacaklarını, kalbinizin doğrultusunda sunsun.

Görüşmek üzere…