Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
6-7 Şubat tarihlerinde meydana gelen ve on binlerce yurttaşımızı kaybettiğimiz deprem felaketinden
sonra yaralarımızı sarmaya, halkımızla dayanışma içinde olmaya devam ediyoruz. Kaybettiğimiz
yurttaşların acısını paylaşıyor, yakınlarına ve bütün halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Deprem felaketinden sonra bütün ülkede olduğu gibi, fay hatlarının yoğun bir şekilde bulunduğu
Muğla’da ikamet eden yurttaşların da yaşadıkları konutların, çalıştıkları veya gün içinde bulundukları
kamu binaları ve iş yerlerinin, çocuklarını gönderdikleri okulların depreme hazır olup olmadığı
konusunda endişeleri artmıştır.
Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Muğla’da çok sayıda fay hattının bulunduğu ve yıkıcı
büyüklükte depremlerin Muğla’da da gerçekleşebileceği uzmanlarca ifade edilmektedir. Ülkemizin
pek çok bölgesinde depreme hazırlıkla ilgili yoğun çalışmalar başlatılmışken, depremselliği son derece
yüksek olan Muğla’da da aynı doğrultuda adımların atılması hayati öneme sahip bir zorunluluktur.
Depremin yarattığı tahribat ve can kayıplarının, depremin gerçekleştiği bölgedeki yapı stokunun
niteliği ile ilgili olduğu ülkemizde defalarca acı şekilde tecrübe ettiğimiz bir husustur. Bu noktadan
hareketle Muğla’da depreme hazırlık ile ilgili olarak ilk atılması gereken adım süratle ildeki yapı
stokunun durumunun tespit edilmesidir. İldeki yapıların; projesiyle olan uyumu, zemin analizi, yapım
yılı, hazır beton ile yapılıp yapılmadığı gibi genel karakteristik özellikleri olabilecek en hızlı biçimde tek
tek incelenmeli, durumu kritik olan yapılar tespit edilip 2. Etap ve gerekirse 3. Etap kontrollerle riskli
yapılar ortaya çıkartılmalı ve gerekli işlemlere derhal başlanmalıdır.
“2000’Lİ YILLARDAN ÖNCE YAPILAN İNŞALARIN ANALİZİ YAPILMALI”
İnşaat Mühendisleri Odası’nın Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile irtibat kurarak yapı
envanterinin tespiti için ön hazırlıklara başladığını memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Bununla
birlikte bu sürecin de hızlandırılması, meslek odalarınca talep edilecek kolaylıkların sağlanması ve
bahse konu iş ve işlemlerin süratle yaygınlaştırılarak tamamlanmasının acil bir gereklilik olduğunu
düşünüyoruz. Bu çalışmaların bir an önce hayata geçirilmesi konusunda ilgili kurumları koordinasyon
içinde çalışmaya, değerli Muğla kamuoyunu da bu konunun önemle takipçisi olmaya davet ediyoruz.
Yapı stokunun niteliği konusu yapılacak kontroller sonucu ortaya çıkacaktır. Ancak endişeyle ifade
etmeliyiz ki, özellikle mevcut deprem yönetmeliğinin ve hazır beton sanayisinin hayatımıza girdiği
dönemden önce inşa edilen yapılarımızın çok büyük bir bölümünün yaşadığımız tarzda bir trajediye
hazır olmadığı yetkin mühendislerce ifade edilmektedir. Bu bağlamda özellikle 2000’li yıllardan önce
inşa edilmiş hastaneler, okullar, alış veriş merkezleri, oteller gibi toplu yaşamı ilgilendiren yapıların
öncelikli olarak analizlerinin yapılarak gerekli prosedürlerin derhal uygulanmasını talep etmekteyiz.
“DEPREME HAZIRLIK KONUSU OLAĞAN AKIŞINA TERK EDİLEBİLECEK BİR KONU DEĞİLDİR”
Bu noktada; Menteşe’nin sembol yapılarından biri olan ve hakkında depreme dayanıklı olmadığı
nedeniyle yıkım kararı bulunan Mustafa Muğlalı İşhanı’nın, maalesef depreme hazırlık noktasında
olumsuz bir örnek olarak da sembol haline geldiğini gözlemliyoruz. Belediye ve mülk sahipleri
arasındaki uzlaşmazlığın farkındayız, ancak aradan geçen sürede binanın yıkım kararı verilmiş bir
şekilde yüzlerce yurttaşımıza hizmet vermeye devam etmesi kabul edilebilir değildir. Depreme
hazırlık konusu, sürüncemeye bırakılacak, uzun hukuki prosedürlerin olağan akışına terk edilebilecek
bir konu değildir.
“TARAFLARA SORUMLULUK ALMA ADINA ÇAĞRI YAPIYORUZ”
Uzlaşmazlıkların hızla giderilmesi, mülkiyet sahiplerinin talepleri de göz önüne
alınarak gerekli adımların derhal atılması konusunda taraflara sorumluluk alma adına çağrı yapıyoruz.
Mustafa Muğlalı İş Hanı depreme hazırlık konusunda ülkemizde sıkça rastlanan çözümsüzlüğün değil,
bu konudaki irade ve ortak bilincin sembolü olmalıdır. Benzer şekilde konutun anayasada ve evrensel insan hakları sözleşmelerinde temel bir hak olarak tanımlandığı akılda tutularak; ilde tespit edilen depreme dayanıklılığı düşük konutların dönüşümünde de mülk sahipleri ve kiracıları memnun edecek, kar amacı değil, kamunun temel bir sorumluluğu olan konut hakkının yerine getirilmesi amacını taşıyan bir yaklaşım takip edilmelidir. Depreme hazırlık çalışmaları, ülkemizde maalesef sıklıkla müşahede edilen; mülk sahiplerinin ve mesken sakinlerinin itiraz edeceği, sürecin tıkanacağı ve sonuç olarak adım atılmadan tarafların birbirini suçladığı bir çözümsüzlük sürecine hapsolunmamalıdır. Unutulmamalıdır ki konut hakkı, depremlerin yıkıcı olabileceği bölgelerde yaşam hakkı ile aynı şeyi ifade etmektedir. Muğla’nın depreme hazırlığı ile ilgili olarak alınmış ve alınacak önlemlerin, özellikle de öncelikli önemde gördüğümüz yapı stokunun değerlendirilmesi çalışmalarının takipçisi olacağımızı ve bu konuda görüş ve önerilerimizi kamuoyuyla sıklıkla paylaşacağımızı saygıyla duyuruyoruz.