İnsan hayatını kurtarmak, insana hizmet etmek; şüphesiz çok kutsal bir görev. Hemşirelik gibi yoğun mesai içinde çalışarak, sürekli ayakta, bir o hastaya, bir bu hastaya koşturmayı gerektiren bir meslek de, mutlaka özveri ve sabır gerektiren bir iş. Hamide Uysal gibi, mesleğini severek 47 yıl yapan bir hemşireyi de elbette ki ödüllendirmek lazım. Sağlık Bakanlığı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde yıllardır özveriyle çalışan  ve işini severek yapan hemşire Hamide Uysal’ın bu çalışkanlığını görüp; ‘Yılın Hemşiresi’ olarak ödüllendirdi. 65 yaşına gelince yaşından dolayı mecburen emekliliğe ayrılan Hamide hemşire ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, insan hayatı kurtarmanın, insana hizmet etmenin ve bunun karşılığında edilen duaların, gülen yüzlerin verdiği mutluluğu konuştuk…

Saklı cennet :Bir tarafı Muğla'ya bir tarafı Burdur'a bağlı... Saklı cennet :Bir tarafı Muğla'ya bir tarafı Burdur'a bağlı...

İnsan Hayatı Kurtarmak İçin 47 Yılını Veren Hamide Hemşire

Bize Kendinizi Tanıtır Mısınız?

1954 yılında Yatağan’ın Bozarmut Mahallesi’nde doğdum, 65 yaşındayım. 1971 yılında Muğla Sağlık Koleji’nden mezun oldum. O zaman kolejdi. Şimdi diş hastanesi olmuş. İlk tayin yerim Muğla. Daha sonra Balıkesir’de, Ayvalık’da çalıştım sonra tekrar Muğla’ya geldim. 47 yılımı çalışarak geçirdim. Hep aktif yerlerde çalıştım, hiç pasif yerlerde çalışmak istemedim. 25 yılımı doldurunca nöbetten çıkmak isteyip istemediğimi sordular.Ben istemedim.  Ben oturarak masa başında iş yapmayı sevmiyorum. Benim işim hareketli olmalı. Hep yataklı yerlerde, nöbetli yerlerde 47 yılımı tamamladım. 18 yaşında hemşireliğe başladım. Çalışmayı çok seviyorum, devlet yaş kısıtlaması getirdiği için 65 yaşında emekli olmak zorundayım. Daha olsaydı çalışırdım, oturmayı sevmiyorum çünkü.

 

Bu Mesleği Neden Seçtiniz?

Ben bu mesleği severek seçtim. Benim küçük yaştayken,  abim çok rahatsızdı. Hep hastanelerde geçti ömrümüz. Ben çocukken hep onun yanında hastaneye giderdim. Pelerinli, kepli, beyaz formalı hemşirelerin hastalar için koşturduklarını gördükçe; dedim ki ben de hemşire olacağım. Severek girdim, kısa yoldan meslek sahibi olayım, atanayım diye düşünmedim. Küçük yaştan beri hep hemşire olacağım dedim. Ve severek de yaptım mesleğimi. Ne yoğun mesailerimiz geçiyordu, hiç oturmadığımız zamanlar oluyordu. Ama hiçbir zaman lanet olsun ben bu mesleği neden seçtim demedim. Benden yana helal olsun. Asla pişman olmadım, her zaman özveriyle çalıştım.

Hemşirelik Mesleğinizi Yaparken Zorluklarla Karşılaştınız mı, Bu Mesleğin Zorlukları Nelerdir?

Bu mesleğin zorluğu, her türlü insanla karşılaşıyor olmak. İyisiyle de, kötüsüyle de karşılaşıyorsunuz. Bazı insanlar memnun oluyor, bazısı olmuyor. Ama yirmi hastanın bir tanesi, Allah razı olsun desin bize yetiyor. Ama ben hiçbir kavgayla, darpla karşılaşmadım. Nöbetlerimiz zor geçiyordu. Daha önce tek kişi nöbet tutuyorduk. 25 yatak vardı ve servis yoğun geçiyordu. Daha sonra çift kişi olduk. Ben işimi severek yaptığım için öyle çok zorluk çektim diyemiyorum. Ortam da çok önemli. Şeflerimle, arkadaşlarımla, idarecilerle çok iyiydik. Ben 26 yıl üroloji servisinde çalıştım. Hiçbir sorun yaşamadım. Çünkü huzur vardı.    

Yakında Emekliliğe Ayrılacaksınız, Emeklilikte Ne Yapmayı Düşünüyorsunuz?

Şu anda yıllık izindeyim, emeklilik dilekçem verildi, yıllık iznim bitince de emekliliğe ayrılacağım. Bundan sonra emekli bir hemşire ne iş yapar dışarıda? Şimdilik hiçbir şey düşünemiyorum. Özel hastanelerde de çalışmak istemiyorum. Belki Halk Eğitim Merkezleri’nin kurslarına giderim. 

Emekli Olacağınız ve Çalışmayı Bırakmak Zorunda Kaldığınız İçin Üzülüyor Musunuz?

Üzülüyorum tabi. Yıllarca çalışıp bir anda bırakınca,  boşluğa düşmüş gibi hissediyorum. Şu anda yıllık izindeyim, onunla avunuyorum. Yani izinliyim, hala işten kopmadım  gibi.

Hemşirelik Sürekli Ayakta, Hareket Halinde Yapılan Bir Meslek. Bu Durum Sağlığınızda Herhangi Bir Rahatsızlık Yaşamanıza Neden Oldu Mu?

Tansiyon hastasıyım ama hiçbir zaman ben tansiyon hastasıyım deyip rapor alacak duruma gelmedim. Zaten ilaçlarımı da tam alıyorum. Sadece bu rahatsızlığım var ama bu benim hastanede çalışmamdan dolayı olan bir şey değil, bünyenin yaptığı bir şey. Hiçbir zaman ben hastayım demedim. Sağlığım yerinde, daha uzun süre de seve seve çalışırdım.

Yoğun İş Hayatınız Aile Yaşantınızı ve Çocuklarınızla İlgilenme Durumunuzu Etkiledi Mi?

Pek etkilemedi. Sadece oğluma anneannem baktı, küçük kızıma da ben çalışırken annem baktı. Dışarıdan çok uzun süre bakıcı bulmadım. Ama küçükken çocuklarımı nöbetlerde yanıma getirdiğim de oluyordu.

 12 Mayıs Hemşireler Günü’nde Ankara’da Düzenlenen Programda ‘Yılın Hemşiresi’ Olarak Ödül Aldınız. Neler hissettiniz?

Çok duygulandım, başhekimim, başhemşirem ve İl Sağlık Müdürümüz İskender  Gencer bey, bu ödülü bana layık gördükleri için çok mutlu oldum. İnsan tabi ki gurur duyuyor. Ama ben eşim olmadığı için tek başıma Ankara’ya ödül almaya gidemem dedim. Büyük bir şehir olduğu için bilmiyorum oraları. İskender bey beni götürdü, getirdi sağolsun. Ben daha önce de 4-5 yıl önce yılın hemşiresi seçilmiştim. Mardin’de ödül alacaksın dediler. O zaman Mardin’e tek başıma gidemem dedim. Uçakla gideyim desem yükseklik korkum var. Onda gitmemiştim ödül almaya. Ödülü de göndermediler. Gitmem için çok ısrar edildi ama Mardin çok uzaktı, gidemedim.

Yılın Hemşiresi Olarak Nasıl Bir Seçim ve Değerlendirme Yapılıyor?

Ben Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Üroloji servisinde çalışıyordum. Dediler ki çok çalıştın, özveriyle, hep aktif yerlerde, yoğun yerlerde çalıştın. Bu ödülü biz sana layık gördük dediler. Benim çalışmamı bilenler idareciler.

Son Dönemlerde Sağlıkta Şiddet Konusu Gündemde. Sağlık Çalışanlarına Şiddet Uygulandığını Görüyoruz. Bu Konuda Nasıl Bir Değerlendirme Yaparsınız?

Muğla’da bizim hastanemizde böyle bir şey yaşanmadı. Ben bunu hasta yakınlarının o anki psikolojisine bağlıyorum. Yoksa bir sağlıkçının hastayla ilgilenmemesi, o an verilen görevi yapmaması gibi bir durum olamaz. Hasta yakını, hastasının öleceğini hissediyor, onu o an ağır durumda görünce psikolojisi bozuluyor. Onun illa ki kurtarılmasını istiyor herhalde. Sağlıkçı orada bulunurken hastayla ilgilenmiyormuş havası yaratıyorlar. Yoksa bir sağlıkçının o ağır hastayla, acile gelmiş kişiyle ilgilenmemesi mümkün değil. Buralardaki bizim vatandaşımız böyle şeyler yapmaz. Dışarıda oluyor böyle olaylar.

Şu Anda Yıllık İzindesiniz, Son Nöbetinizi De Tuttunuz…

Evet, ben izne ayrılacağım son ana kadar nöbetimi tuttum. Kendimi övmek gibi olmasın, çalışmayı severim.

Mesleğe Yeni Başlayan Hemşirelere Tavsiyeleriniz Nelerdir?

Bu mesleğe severek başlasınlar. Bu meslekte yemin ettikleri gibi çalışacak olanlar, kendilerine güvenenler hemşireliği tercih etsin. Bir meslek sahibi olmak için değil, sevdikleri için okusunlar. Maaşımı alayım, kenarda köşede pasif işlerde çalışayım demesinler. Çoğu hemşireleri görüyorum, kenarda köşede kendilerine iş buluyorlar, sonra mesleğini unutuyor neredeyse. Son zamanlarda sağlık bölümlerinde atamalar çok olduğu için tercih edenler oluyor ama sevdikleri için tercih etmeleri lazım. En zor koşullarda çalıştıkları zaman bile öf bu mesleği neden seçtim demesinler. Sonuçta bir can kurtarmaya çalışıyoruz. Hasta iyileştiği zaman ben çok mutlu oluyorum, hastanın yüzü güldüğü zaman bu beni çok mutlu ediyor. Bu meslekte önemli olan bu zaten. Bu meslek vicdan ve merhamet ister. Sabır ve özveri ister. Hasta yakını sana surat asabilir, hasta sana bilinci yerinde olmadan küfür edebilir. O bizim gözümüzde hastadır, böyle durumlar olabilir. Biz ona yine de güler yüzle yaklaşmak zorundayız, hiçbir şey olmamış gibi yine de işimizi yapmalıyız. Benim yaşımdan dolayı emeklilik olmasaydı, ben kendimi daha çalışacak güçte hissediyorum. 

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben 47 yıllık meslek hayatımda özveriyle çalıştığıma eminim. Vicdanen rahatım, huzurluyum. Bu ödülü bana layık gördükleri için İl Sağlık Müdürümüz İskender beye, ekibine, hastanedeki idarecilerime, Sağlık Bakanlığı’na çok teşekkür ederim. Ama Bakanımız bize ödülü vermeye gelmedi, ödülü bir yetkili verdi. Her ilden bir ebe, bir hemşire seçildi. Muğla’dan hemşire olarak ben, ebe olarak da Bodrum’dan bir arkadaşımız ödül aldı.

Röportaj: Sevil OLUÇ

Editör: Gazete Muğla