Marmaris - Bozburun ve Datça - Mesudiye mahallelerinde imar barışı kapsamına girmeyen kacak yapıların yıkımına başlanmış.
Hem kacak yapı yapmak, hem de devleti yanlış beyanla aldatmak kabul edilebilir bir suç değildir.
Devlet suçsuz mu, sorusuna da " Suçsuz " diyemiyoruz.
Çünkü, devlet, bu gibi turizm ile geçinen mahallelerin imar planlarını yaparak, vatandaşın önünü açmıyor.
40 yıldır bir mahallenin ( Daha önce köy idiler ) imar planı yapılmaz mi?
İmar planını yapmayınca, vatandaş da ihtiyacı olan yapıyı " Madem sen imar planı yapmıyorsun, ben de binamı yaparım " mantığı ile hareket ediyor ve çevre gecekondulaşıyor ..
Yanı tavşana kaç, yazıya tut taktiği uygulanıyor adeta.
Devlet, hiç mazeret üretmeden bu gibi doğa harikası olan mahallelerin imar planlarını bir an önce yapmalı ve imar parselleri üretip, hak sahiplerine sunmalıdır.
2017 yılından sonra yapılan kaçak yapıların yıkım işine gelir isek..
2018, 2019, 2020 yıllarında ruhsatsız yapılan tüm kacak yapıları " Bu benim adamım, şu senin adamın " mantığı ile hareket etmeden yıkmalıdır.
Aksi halde imar planlarının yapılmaması ile mağdur olan vatandaşımız bir de çifte standart bir uygulama ile ikinci defa mağdur edilmiş olacaktır.
Madem bu yıkım işine başlanmış sonuna kadar taviz vermeden gidilmelidir.
Tabi kacak yapıların yıkımı ile iş bitmiyor.
Bu mahallelerin imar planları da bir seferberlik ilan edilerek en kısa zamanda yapılmalı ve kararlılıkla bu imar planları uygulanarak imar parselleri üretilmelidir.
Böylece alt yapının da önü açılmış olacaktır.
Aksi halde bu güzelim mahalleleri kaybetmek üzere olduğumuz bilinmelidir..