İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE GERÇEKTEN MÜCADELE EDİYOR MUYUZ?

Merhabalar. Muğla Gazetesi’nde yürütmekte olduğum muhabirlik görevimin yanı sıra gündemde olan konular hakkında köşe yazacağım.

Muğla’nın ortak sorunları hakkında köşe yazılarında buluşabileceğimiz kanaatindeyim.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İklim krizini hemen kapımızda hissettiğimiz dönemdeyiz. Geçtiğimiz yıl maalesef iklim krizinin olumsuz etkilerini her alanda hissettik. 2021 yılını kelimelerle özetlemem gerekirse bu kelimeler kuraklık, orman yangınları, sıcak hava dalgaları ve seller olurdu.

Yaşadığımız felaketler artık bize iklim krizine karşı ciddi adımlar atmamız gerektiğini gösterdiğini düşünüyorum. Artık doğa ve gelecek nesiller için somut adımlar atmalıyız.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye 2021 yılında İskoçya’da düzenlenen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı'na (COP26) katılmadan önce 2021 Ekim ayında küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılmasını hedefleyen Paris İklim Antlaşmasını onayladı ve 2053 yılı için net sıfır hedefi koydu. Bana göre iklim kriziyle mücadele atılan büyük adımlardan biri. Uzmanlara göre ise Türkiye’nin 2053 yılında net sıfır hedefine ulaşabilmesi mümkün değil ve ilk hedef olarak kömürden çıkış için bir tarih belirlenmesi gerekiyor.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

21 Şubat Pazartesi günü Konya’da Türkiye’nin ilk İklim Şurası başladı ve 25 Şubat Cuma günü sona erecek. İklim Şurasının ilk günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un ve 209 üniversiteli iklim elçisinin bir araya geldiği Gençlik Oturumuyla başladı. Gençlerin iklim değişikliğiyle mücadelede yer alması bizden sonraki nesil içinde öncü olması umuduyla… Belki de İklim Şurası sonunda Türkiye kömürden çıkış için bir tarih belirler.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Muğla iklim değişikliğinden en ağır şekilde etkilenen illerden biri. Yaşadığımız orman yangınları ve taşkınlar bunun en büyük göstergesi. İklim Şurasında umuyorum ki kömürden dolayı doğa ve insan sağlığı adına büyük olumsuzluklar yaşayan Muğla için olumlu bir karar alınır.

Doğa üzerinde bilinçsizce gerçekleştirdiğimiz her adımın bedelini en ağır şekilde hissetmemek ve gelecek kuşağa yaşanır bir Muğla ve dünya bırakmak istiyorsak elimizi taşın altına koymamız gerekir. Çünkü gelecek nesillere bunu borçluyuz.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Son zamanlarda gündemde yer alan Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında kurulması planlan Çimento Fabrikasının doğayı ve insan sağlığına zararını alanında uzman kişilerce dile getiriliyor.

Geçtiğimiz Pazar günü fabrikanın kurulacağı alanda STK’lar ve yöre halkı bir araya gelerek fabrikanın çevreye ve insan sağlığına yaratacağı tehditleri konuştular.

Hava kirliliğine neden olan fabrikaların insan sağlığına zarar verdiğini belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sebahat Genç, “Çimento fabrikasının sağlık üzerinde ki etkilerini söylemek istiyorum. Zaten termik santrallerden biliyoruz. Kömür yakmanın hava kirliliğine neden olduğunu. Muğla’da özellikle Yatağan’da hava kirliliğinin üst düzeylerde olduğunu ve bununda sağlığa etkilerini biliyoruz. Havaya karışan kirli tozlar solunum yollarıyla alınıyor. Özellikle akciğer hastalıklarına, astıma, bronşite, solunum yolu enfeksiyonlarına, çocuklarda otizme yol açabiliyor. Kalp damar hastalıklarına yüksek oranda felç ve kalp krizi geçirme riskini arttırıyor. En önemlisi de kansere yol açıyor. Akciğer kanserine özellikle” ifadelerini kullandı.

Bir yandan iklim kriziyle mücadele için atılan adımlar bir yandan iklim krizini, insan sağlığını daha kötü etkileyecek adımlar atılması büyük çelişki…