HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Dünya’da salgın hastalık can almaya devam ediyor, koronavirüsün hızlı yayılımının önüne geçilemiyor. İlk kez 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan, Covid-19 veya koronavirüs adıyla anılan hastalığa yol açan virüse henüz Çin dışında çözüm üretilemedi. Virüsün çıktığı yerde hayatın normale döndüğüne ilişkin haberler doğru ise salgın bir gün sona erecek. Diğer bir görüşe göre ise koronavirüs, diğer virüsler gibi varlığını sürdürmeye devam edecek, tedavisi mümkün hale gelecek ama diğer hastalıklarda olduğu gibi can almaya da devam edecek.

Gelişmiş ülkelerde dahi ciddi rakamlara ulaşan Covid-19 salgını, siyasal, toplumsal, ekonomik etkileriyle dünya gündemini belirlemeyi sürdürmektedir. İlk görüşe göre salgının bir gün sona ereceği varsayımından hareket etsek bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü salgın sonrası ülkeler ekonomik durgunlukla mücadele etmek zorunda kalacaklar ve ekonomik alanda toparlanma bir hayli zaman alacaktır. Tarımdan, sağlığa, eğitimden çalışma hayatına, ulaşımdan iletişime, şehirden köye pek çok alanda değişim yaşanması beklenmektedir. Gündelik hayatımıza ilişkin alışkanlıklarımız değişecek, hayatımıza yeni bir düzen gelecektir. İkinci görüşe göre ise virüsle yaşamayı öğrenmek zorunda kalacak, hayatımızın her alanını buna göre biçimlendirmemiz gerekecektir. Görüldüğü gibi her iki durumda da artık geri dönülmez bir yola girmiş durumdayız.

Geçtiğimiz haftanın en önemli olayı olarak Dünya gündeminin kilitlendiği ABD başkanlık seçimi salgın hastalığın gölgesi altında 3 Kasım 2020’de gerçekleşti. Resmi olmayan sonuçlara göre Joe Biden 290 delegeye ulaşarak, başkanlığı garantiledi. Sayımı devam eden eyaletlerin sonucu etkilemeyeceği öngörülüyor. Koronavirüs salgının yarattığı kriz ve pandemi sürecinin oluşturduğu ekonomik darboğazın yanında Floyd olaylarından sonra yaşanan ırkçılık tartışmaları, başkan adaylarının ilerlemiş yaşları, mevcut Başkan Trump’ın seçimlere ilişkin sözleri, Biden ve müstakbel yardımcısının ülkemize ilişkin ilginç görüşleri, ABD’nin 59. Başkanlık seçimini en çok takip edilen seçim haline getirdi. Sonuçların açıklanmasının gecikmesi, mektupla önceden kullanılan oyların rekor sayıya ulaşması, seçime katılımın önceki seçimlere oranla oldukça yüksek olması, anket sonuçları, seçime pek çok eyalette itiraz edilmesi, Trump’ın seçimi yüksek mahkemeye taşıması gibi başlıklar son bir haftada en çok konuşulan ve tartışılan konular oldu. Ülkemiz tarafından da yakından takip edilen seçimler, gazeteciler arasında da sıkı tartışmalara yol açtı, tartışmayı terk edenler, birbirlerine hakaret ve tehditler yağdıranlar oldu. Kısacası gazeteciler arasında da seçim kamplaşmalara yol açtı.

Genellikle ABD seçimlerinde görev başındaki başkanlar ikinci dönem için seçilirlerdi. Trump, bir dönem başkanlık yapan az sayıdaki başkanlardan biri oldu. Yeni başkanla birlikte sadece ABD için değil dünya için de yeni bir dönem başlıyor. İç politikadan dış ilişkilere yeni dönemde neler olacak zaman gösterecek ama hem ABD hem de dünya için pek çok yönden Trump öncesine dönmek mümkün görünmüyor. O halde Mevlâna C. Rumi’nin “Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım!” sözüyle yazımızı noktalayalım…