Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Opr. Dr. Salih Akkuş’un geçtiğimiz hafta içinde tıbbı sekterlerle yaptığı toplantıdaki açıklamaları hastanedeki mobbing uygulamasını gözler önüne serdi. 110 sözleşmeli personelin katıldığı toplantıda Salih Akkuş’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında; “Sizden daha iyi partinin yolunu biliyoruz. Tanıdıklarınızı da tanıyor, konuşuyorum. Kimse buraya zevk etmeye gelmiyor. Doktorları da siz ayartıyorsunuz. Sizlerin makam, mevki seçme hakkınız yok” diyerek suçlayıcı ifadeler kullandığı dikkat çekti. Yapılan baskılardan dolayı çalışamaz duruma geldiklerini iddia eden hastane personeli kendilerine sürekli mobbing uygulandığını belirterek “İişten atılmakla tehdit ediliyoruz. İki arada bir derede kaldık” dediler.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Opr. Dr. Salih Akkuş ve İdari Mali Hizmetler Müdür Yardımcısı İlknur Kara, geçtiğimiz hafta içinde tıbbı sekterlerle toplantı yaptı.  Yaklaşık 110 sözleşmeli personelin katıldığı toplantıda Salih Akkuş’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında,  skandal sözlere imza atılıyor.

Akkuş, salondaki çalışanların iktidar partisinin referansıyla işe başladığını ileri sürerek, kimsenin şikâyet etme hakkı olmadığını söylüyor. İktidar partisinin kanalıyla işe alındıklarını ısrarla vurgulayan Akkuş, “Sizden daha iyi partinin yolunu biliyoruz. Tanıdıklarınızı da tanıyor, konuşuyorum. Kimse buraya zevk etmeye gelmiyor. Doktorları da siz ayartıyorsunuz. Sizlerin makam, mevki seçme hakkınız yok.” diyerek suçlayıcı ifadeler kullanıyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TAZİYE MESAJI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TAZİYE MESAJI

“İçinizde torpilsiz giren var mı?”

Salih Akkuş, tıbbı sekreterlerle yaklaşık bir saat süren toplantıda yaptığı konuşmada, “Bu odadakiler torpille işe girmiş doğru mu? İçinizde torpilsiz giren var mı? Ona buna rica minnet ederek öyle girmişsinizdir. Sizi torpille alanların hiç birisi, partidekiler olsun, al aslanım sana şurada iş buldum, sabah git akşam gel dememiştir. Kimse burada oturmaya, dinlenmeye, zevk etmeye, vakit doldurmaya gelmiyor. Sizin yerinizde çalışmak isteyen bir sürü adam var. Beğenmeyen kalkar gider. Biz de burada kimseyi zorla tutmayız. Partiden kimse sizi buraya, rahat etsin, sigortan yatsın üç beş kuruş para al diye göndermedi. En küçük bir şey oldu mu hemen sağa sola, partiye gidiyorsunuz. Hiç merak etmeyin sizden daha iyi partinin yolunu biliriz. Tanıdıklarınızı da gayet iyi tanırız ve hepsiyle de konuşurum” ifadelerini kullanıyor.

“Hiçbir yere şikâyet etme hakkınız yoktur”

Tıbbı sekreterlerin doktorları ayarttığını ileri süren Akkuş, “Doktorları bile sizler ayartıyorsunuz. Bunu çok iyi biliyoruz. Sizlerin böyle sabah gelirken makam mevki seçme yetkiniz,  seçme hakkınız yok. Nerede isterinse orada çalışacaksınız. Sizleri doktorlar idare etmiyor, sizi hastane idaresi, idare ediyor. Karşı çıkma, görev beğenmeme diye bir hakkınız olamaz. Sağa sola şikâyet etme gibi bir hakkınız da yok. Sizin şikâyet ettiğiniz kapıyı biz iyi biliriz, biz konuşuyoruz. Hiç biriniz buraya yatmak için gönderilmiyorsunuz. Siz hiçbir yere şikâyet etme hakkınız yoktur” şeklinde konuşuyor.

Akkuş, hastanede yapılacak değişikliklerin tıbbı sekreterlerle ilgili olmadığının altını çizerek, “Size ayrı bir iş vermiyoruz. Ben size üst katlarda temizlik yapın demiyorum, Siz yine sekreterlik yapacaksınız. Siz doktor endeksli değilsiniz, sizin amiriniz biziz; doktorlar değil tamam mı? Nerede iş verirsek orada çalışacaksınız. Yarın birinin işini yapacaksın diğer gün birin işini yapacaksın bunda ağlayacak, üzülecek, gocunacak bir şey yok. Burada doktorların değil, hastanenin dediği olacak. Doktorun dediği olmayacak. Sizler işe girerken, hastane yönetiminin hizmetinde çalışmak üzere girdiniz. Yapacağınız iş belli, görev yeriniz her an değişebilir, değişecek zaten. Bugün burada yarın başka yerde olacaksınız. İş beğenmemezlik diye bir şey yok. Sizin göreviniz belli, her an yeriniz değişebilir. Buna da hazırlıklı olun” diye konuşuyor.

“Doktorlar sütten çıkmış ak kaşık değiller”

Hastane yönetimi olarak doktorların işlerini yapmalarını istemediklerini vurgulayan Akkuş, “Doktor kendi rahatını düşündüğü için bu şekilde davranıyor. Bu hastanenin sevk ve idaresi doktorlarla olmaz. Bu hastanenin yönetimi doktorlarla olmaz. Bu hastanenin bir yönetimi var. Sizin sevk ve idareniz bu yönetimin elinde. Doktorlar sizi niye vermek istemiyor. Bütün özel işlerini size yaptırıyorlar. Ahbap çavuş ilişkisinde her şey. Doktor doktorluğunu bilecek, herkes kendi işini yapacak. Doktorlar sütten çıkmış ak kaşık değiller. Sekreter verilmeyince göreyim bakayım hangi doktor polikliniği kapatacak. Yapsın göreyim, 17 hastaya sekreter olmayacak” diyor.

İşten çıkarılma korkusuyla isminin açıklanmasını istemeyen hastane çalışanları, hastane yönetimi tarafından tüm çalışanlara yönelik son iki aydır baskının artığını ifade ederek, “Hastanede yaklaşık 300 sözleşmeli personel var. Yapılan baskılardan dolayı çalışamaz duruma geldik. Sürekli mobbing uygulanıyor, işten atılmakla tehdit ediliyoruz. İki arada bir nerede kaldık. Son yapılan toplantıda bu açık açık ifade edildi. Bizim doktor seçme gibi bir lüksümüz yok, nereye yönlendirilsek orada işimizi yapmaya çalışıyoruz. Hastane yönetimi doktorlara başka partiye başka konuşuyor. İkiyüzlü davranmalarının sonuçlarını burada ezilen çalışanlar çekiyor. Hastanede akşam kadar canımız çıkıyor. Zevk etme, vakit doldurma ve doktorları ayartma gibi çok ağır ifadeler kullanılıyor. Bunlar bizi son derece üzüyor. Bu yapılan haksız tutumlardan artık bıktık” diye konuştular.

Öztürk, “AKP kendi işçilerine de baskı yapıyor”

Konuyla ilgili bir açıklama yapan CHP Muğla İl Başkanı Mustafa Öztürk,  hastanede çalışan sözleşmeli personele dayatmalar yapıldığını savunarak, “Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde taşeron firma çalışanlarına yapılan tam bir baskıdır. Hastanede çalışan sözleşmeli personele dayatmalar yapılıyor. Bu dayatma hem parti tarafından hem de hastane yönetimi tarafından uygulanıyor.  AKP kadroları bu güne kadar kendisinden olmayan sözleşmeli işçilere baskı yapıyordu. Şimdi kendi yerleştirdiği insanlara baskı yapıyor. Tek gayeleri evlerine ekmek parası götürmek olan bu işçilere karşı yapılan uygulama çok yanlıştır. Bu uygulama baskıcı rejimin bir sonucudur. Bu baskı sadece sözleşmeli çalışan işçilere değil, devlet dairelerinde çalışan memurla da yapılmaktadır” diye konuştu.

Editör: Gazete Muğla