Röportaj: Sinem Karakaya

Muğla’da yaşayan, Selçuk Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu Burcu Küçük (28), mesleğini bırakarak marangoz oldu. Yeğenlerinin ihtiyacı olan ahşap mobilya arayışıyla marangozluğa başlayan genç girişimci, babasının Muğla Sanayi Sitesi’ndeki işyerinde çalışarak hayatını sürdürüyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra kısa bir süre su kaydırakları şirketinde çalışan kadın girişimci Burcu Küçük, marangozluk mesleğine başlayınca mimarlık kariyerine son verdi.

Tulumunu giyerek çizimini yaptığı ürünleri önce kesip, sonra da zımpara ve boya işleminden geçiren Burcu Küçük, marangoz atölyesinde sergilediği performansla başarılı işlere imza atıyor. Hemcinslerine örnek olan Küçük, kadınların istedikten sonra her şeyi başarabileceğini söyleyerek, “Kadın gücü her yerde” mesajı verdi.

Muğla Gazetesi olarak kadın girişimci Burcu Küçük ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Dilerseniz kadın marangozu tanıyarak söyleşimize başlayalım.

Genç mimar, mesleğini bırakıp marangoz oldu

-Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Burcu Küçük. 1992 Muğla Merkez doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. 2017 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra su kaydırakları şirketinde çalışmaya başladım. 6-7 ay gibi bir süre orada çalıştım. Marangozluk mesleğine yöneldikten sonra mimarlık kariyerime son verdim.

-Marangozluk mesleğine nasıl ve ne zaman başladınız?

Ben bu işe, yeğenim sayesinde başladım. Ona bir mobilya arayışına girmiştik. Yeğenimin odasına masa, sandalye gibi bir aksesuar tarzında bir mobilya takım arıyorduk. Aradığımız mobilyayı bulamadık ve “kendimiz neden yapamayalım” diyerek bir işe giriştik. Daha sonra kendim yapma kararı aldım. Deneme yanılma yöntemiyle işe koyuldum. İlk başta denedim. Çevremden olumlu tepkiler alınca alternatif üretmeye başladım. Bu işi yaparken aslında mimarlıkta yapmış oluyorum bir nevi. Çünkü mimarlıktan gelen bir eğitimim var ve çizimler yapıyorum. Bu konuda bana çok avantajlar sağlıyor. Çizimlerimi yapıyorum. Kesiyorum, zımparalıyorum ve boya işleminden geçirip satışa sunuyorum. Mimarlıkta tamamen ilişiğimi kestim diyemem çünkü işin çizim kısmı tamamen mimarlığa dayanıyor. Kendimi geliştirmeseydim bu mesleğe yönelemezdim. Malzemeleri tanıyorum, okulda aldığım eğitim de işin içine girince, daha güzel işler çıkıyor ortaya. Eskiden proje kesip okula proje sunuyordum. Şimdi projeyi yapıp müşteriye sunuyorum. Babamla birlikte onun da desteğiyle kariyerime bu şekilde devam ediyorum.

-Mimarlığı bıraktığınız için pişman olduğunuz oldu mu?

Hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Çünkü insan nerede mutluysa o şekilde hayatını devam ettirmeli. Bende kendimi bu şekilde mutlu hissettiğim için işin her noktasında bulunmaya çalışıyorum. Kesim, zımpara ve boya işlemlerini çok severek yapıyorum. Aslında tek başına kadın gücüyle yapılacak bir iş değil ama istedikten sonra her şey oluyor.

-Yeğeninize yaptığınız mobilya nasıl karşılandı? Nasıl bir sonuç elde ettiniz?

Aslında kimse güzel bir sonuç çıkacağını beklemiyordu. Belki de bana ilk başta inanmadılar. Bunu hiçbir zaman bana hissettirmediler ama güzel bir çalışma olduktan sonra herkes tarafından olumlu karşılandı. Farklı bir tasarım oldu. Yakın çevrelerinde görmedikleri ya da bulamayacakları bir ürün oldu. Onlarda çok keyifle kullanıyor.

-Zorlandığınız zamanlar oldu mu?

Zaman zaman oldu evet. Kendi iş yerimiz olmasa, yanımızdaki çalışan abilerimiz olmasa gerçekten çok daha zor bir süreç olurdu benim için. Hem sanayi ortamı hem de erkek işi olması kadın için zor bir ortam. Ama onlar hep beni koruyup kolladı. Destek oldular. Bir şekilde emek sarf ederek bu noktaya geldim.

-İlerisi için hedefleriniz var mı?

İlk başta yeğenim için bu işe başlasam da hedeflerim hayatım boyunca hep vardı. Güzel bir noktaya gelmeyi bende isterim. Ben sadece Muğla’ya değil, şehir dışına da hitap ediyorum. Siparişlerimin yüzde 90’ını şehir dışına gönderiyorum. İlerleyen süreçte şirketleşip, isim hakkı alarak başka illerde, başka lokasyonlarda ürünlerimin sergilenmesi noktasında bir çalışmaya girebilirim. Ben yaptığım ürünleri internet üzerinden satışa sunuyorum. Daha büyük bir kitleye hitap etmek isterim.

MSKÜ Rektörü'nden Sayıştay Raporu Tepkisi MSKÜ Rektörü'nden Sayıştay Raporu Tepkisi

-Bu mesleğe başlayınca çevrenizdeki kişilerin size tepkisi nasıl oldu? Bu konuda en büyük destekçiniz kim?

Ailem mesleğimi hiçbir zaman bırakmamı istemedi. İlk başta “mimarlık bırakılırda marangoz mu olunur” diyerek bir olumsuz tepkileri oldu.  En büyük desteği birlikte çalıştığımız Cemal ağabey gösterdi. Hep yanımda oldu, destekledi beni. Ondan sonra ürünler çıktıktan sonra baktılar güzel şeyler ortaya çıkıyor, herkes zamanla alışmaya başladı.

-Peki, sanayi esnafı sizi nasıl karşıladı?

Sanayide bir kadının çalışması çok sık görülen bir şey değil ve hoş da karşılanmayan bir durum aslında. İlk başta çok yadırgadılar. “Senin bir mesleğin var zaten neden sanayidesin” gözüyle baktılar hep. Vazgeçmeyeceğini anladıkları anda hep kardeş ve çocukları olarak görmeye başladılar. Zamanla alıştılar diyebilirim.

-Bu meslekte bir gününüz nasıl geçiyor? Çalışma sisteminizden biraz bahseder misiniz?

Sabah 8.30 gibi iş başı yapıyorum. Çizimlerimi evde veya ofiste yapıyorum. Atölye kısmında biraz daha fiziksel güç ön planda oluyor. Tulumu giyiyorum. Kesim yapmam gerekiyorsa onu yapıyorum. Daha sonra temizleme ve zımparalama aşaması var. Astardan sonra boya işlemi var. Bu şekilde bir döngü. En çok masa, sandalye, oyuncak ve kitaplık ürünleri siparişi alıyorum. Kargolama işiyle günü bitiriyoruz. Biz kadınlar biraz daha ayrıntıcı olduğumuz için en iyisi olsun diye çabalıyoruz. Bir üründe en ufak bir toz bile düşse boyanın üzerine yeniden yapma yoluna gidiyoruz. Titizlikle çalışmak her zaman avantaj sağlıyor.

-Hemcinslerinize söylemek istediğiniz bir mesaj var mı?

Kadın gücü her yerde. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durması çok olağan üstü bir durum. Toplum baskısı yüzünden bazen pasif kalabiliyoruz ama istedikten sonra her şey olur. Kadın gücünü hep destekleyen biriyim. İnandıkları yola girdikleri zaman asla vazgeçmesinler. Biz kendi başımıza da bir şeyler başarabiliyoruz aslında. Erkeklerin gücüne ihtiyaç duymadan kadın başıma ayaklarımın üzerinde durabiliyorum şu an. O yüzden hiçbir şeyden korkmamaları gerekiyor. Birazda gözü karartmak gerekiyor.

-Söyleşimizin sonunda eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu meslekte olduğum için mutluyum. Her meslek severek yapılmalı. Bu güzel röportajı gerçekleştirdiğimiz için size çok teşekkür ederim. İlerleyen süreçte umarım güzel yerlere gelirim.

Editör: Gazete Muğla