Fabrika Ayarlarına Dönmek…

Bazen insan geçmiş zamana gitmek ister, en çokta çocukluğuna. Hep sohbetlerimizde “nerde o eski günler” demez miyiz?

Evet o eskiden yapılan siyasetlerde özleniyor, eski siyasetçilerde. Bazen dost sohbetlerinde “nerde o eski siyasetçiler” deyip geçmişteki siyasetçilerden söz ediliyoruz. Bazen gülümsüyor, bazen de içten içe kızgınlığımızı ifade eden kelimeler dökülüyor dilimizden.

Nerde o eski siyasetçilerden ziyade eski zamanlarda yapılan siyaset daha bir özleniyor. Bu özlemi hissettiren  yeni siyasetçiler mi acaba? Hani dağları biz yarattık duruşları, kibirleri, selamsız duruşları  bizim eskiye özlemimizi daha da  arttırıyor.

Bir yere gelebilmek için, çalmadık kapı,  öpülmedik el etek bırakmayan, makamı olmasa sokakta selam dahi verilmeyen insanlardan oluştuğu için mi eski siyasete özlem duymaktan alamıyoruz kendimizi:

Çevremizdeki siyasetçilere daha doğrusu kendisini siyaset yaptığını zanneden şahsiyetlere bakıyoruz, samimiyetten eser yok. Allahın selamını vermekten aciz insanlar bir araya gelmiş ilin geleceği ile ilgili görüş bildiren, işleyişle ilgili karar verici duruma gelmişler.

Eee   atalar boşa dememiş; “Kamış ses verince ney oldum sanır. İp gerilince yay oldum sanır. Sarayda oturmakla padişah olmaz kişi, aptal ata binince bey oldum sanır.”

Kendisinin bey olduğunu sanan siyasetçiler, bey olmak için önce adam olmak gerekir. Önce oturduğunuz makamın hakkını verin, siz önce kalkın o koltuklardan da sokaktaki vatandaşa selam verin. Gerisi zaten gelir. Siz bence önce fabrika ayarlarınıza geri gelin. Yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınıza değişmeyin, dönemin adamı olmayın, gerisi olur gider.

Hazreti Mevlana’nın dediği gibi “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğü gibi ol

Bakın o zaman her şey nasıl  değişiyor, tıpkı sizin gibi…

Sevgiyle…