Geçenlerde Muğla Merkez’in göbeğinde bulunan fakat çokta göz önünde olmayan Muğla Müzesi’ni gezdim. Muğla Büyükşehir Belediye binasının arkasında bulunan müze, eskiden cezaevi olarak kullanılıyormuş. Turisttik şehirlerin en başında gelen Muğla ‘da, müzenin bu kadar gözden uzak olması beni üzdü açıkçası. Özellikle Menteşe İlçesi merkez bölgesini turizm açısından bir nebzede olsa zenginleştirecek müzenin, bu kadar köhne bir köşede kalması üzücü. Dışardan gelenler için zaten fazlası ile zorlu bir yerde. Büyük tur arabalarının gelip duramayacağı kadar yolların dar ve çıkmaz sokak olması sebebiyle uygun değil. İsterim ki tatil beldelerine giden insanlar gelip Muğla’nın göbeğinde bulunan bu güzel müzeyi gezebilsinler.
Bilmeyenler için müze hakkında bilgi vermek istiyorum. Muğla Müzesi Türkiye’nin ilk “Doğa Tarihi Müzesi” dir. Özlüce Köyü’nde yapılan kazılar sonucu birçok hayvan ve bitki fosillerine ulaşılmış ve 1994’te sergilenmeye başlamıştır. Müzede zürafagiller, boynuzlugiller, gergedangiller, hortumlu memeliler, domuzgiller, atgiller ve etçillere ait fosiller bulunmaktadır. Aynı zamanda içerisinde çeşitli yörelere ait kıyafet ve günlük hayatta kullanılan bazı eşyalar da sergilenmektedir. Ayrıca müzede sergilenen birçok arkeolojik buluntuların büyük bir kısmı Yatağan ilçesinde ki Stratonikeia antik kent kazılarından getirilmiştir. Lagina ve Sedir adasındaki antik Cedrae şehirlerinin buluntuları da yer almaktadır.
Yani müzede gladyatörlerden tutun yaşanmış birçok tarih bulunmaktadır. Ayrıca gelenleri güler yüzleriyle karşılıyor ve orada bulunan her bir tarihi eser hakkında sizi bilgilendiriyorlar. Gayet memnun ayrıldım müzeden anlayacağınız. Tek sıkıntı biraz daha merkezi, görünür yerde ve biraz daha büyük mü olmalıydı acaba. Bu denli tarihi bir bölgede sergilenecek birçok tarihi eser olduğunu düşünüyorum. Fakat Muğla Müzesi, bina olarak ve yer bakımından buna uygun değil. İçerisinde bulunan eserlerin anca sığdığı bu müze binasının farklı bir geniş yapıya geçmesi kesinlikle hem tarihi eserlerin sergilenmesi hem de turistik açıdan bakıldığında daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Tabi ki uygun yerin olması da çok önemli, keşke her düşündüğümüz olsa. Fakat böyle bir imkân varsa bu güzel ve tarihi eserler kesinlikle daha fazla insanla buluşturulması gerekiyor.