ELEKTRİK VAR, İNTERNET VAR, YAŞAM VAR AMA SU YOK

Başlıkta sözü edilen bölge, aynı zamanda Muğla’nın cennet köşelerinden turistik bir yer olan Akbük.

Gökova Körfezi’nin en güzel koylarından birisi olan Akbük Koyu’ndan söz ediyorum.

Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Sarnıç köyü sınırları içerisinde yer alan, berrak ve tertemiz deniziyle meşhur turistik bölgemiz.

Hani şu rant şebekelerinin iştahını kabartan turistik bölge.

Kim demiş Muğla’nın merkezinde deniz yok diye. Yemin etsek başımız ağrımaz.

Neden ağrısın ki?

Akbük, merkez ilçeye bağlı olduğuna göre ‘Menteşe’mizde denizimiz var’ diyebildiğimiz cennet köşe.

Bu cennet köşenin uzun yıllardır su sıkıntısı yaşadığını hepimiz biliriz.

Bölgenin 1'inci derece doğal sit alanı olması nedeniyle gerekli altyapı hizmetleri yerine getirilemezken, o bölgede yaşayan vatandaşlar bu soruna çözüm bulunması için yıllardır sesleniyorlar ama seslerini duyan maalesef yok.

Yöre sakinleri, yaşamları için ihtiyaçları olan suyu, traktörlere bağlanan tankerlerle getirmeye çalışıyor.

Tankeri olan için ne ala ama olmayan için her tanker en az 200-220 liralık ücretle getiriliyor.

İhtiyacın bir tankerden fazla olabileceğini düşünürsek vatandaşın vay haline.

Gökova Körfezi'nin cennet köşelerinden olan motel, pansiyon, market, restoran ve kafeterya gibi ticari faaliyet yürüten işyerlerinin bulunduğu Akbük Koyu'nda yaşanan susuzluk, yöredeki işletmecilerin de tepkisine neden oluyor.

Yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğundaki plaja sahip koydaki denizden çıkan yerli ve yabancı turistlerin, bir marketin önünde, Azmak Nehri'nden getirildiği söylenen su ile duş aldığı haberlerini de geçmişte okumuştuk.

Bölgeye 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Özel Çevre Koruma Bölgesi olması nedeniyle bugüne kadar fazla bir yapılaşma bulunmadığından şebeke suyu bağlanmadığı gerekçe gösteriliyor.

Bölgenin denize sıfır olması nedeniyle kuyu ve kaynaktan çıkan suların temiz olmakla birlikte tat ve nitelik olarak şebeke suyu kalitesinde olmadığı belirlenirken, bu kapsamda bölgedeki bazı işletmelerin, müşterilerine daha nitelikli kullanma suyu vermek amacıyla kendi istekleri ile dışarıdan tankerle tatlı su getirerek müşterilerinin ihtiyaçlarını karşıladıkları da biliyorduk.

Akbük’te fazla bir yapılaşma bulunmadığından şebeke suyunun bağlanmadığının gerekçe gösterildiğinden bahsederken, bugün gelinen noktaya bir bakacak olursak, yörede yerleşim de var, elektrik de var, internet te ama sadece su yok.

Yani kısacası Akbük’te yaşam var ama yaşam için gerekli olan su yok.

Herkesin eli kolu bağlı.

Yaklaşık 1 hafta önce konuyla ilgili akıbeti sormak ve bilgi edinmek için ilgili yerleri aradım.

Aramaz olaydım.

İlgili yerleri diyorum çünkü şimdi isim vereceğim ‘yine bizi hedef almış’ diyecekler ama 1 haftadır ne arayan var, ne soran ne de dönüş yapan.

Aramasan ‘keşke bize de sorup, bilgi alıp öyle yazsaydınız’ derler.

Kaldı ki konunun muhataplarından olan ilgili makamın vereceği sadece bilgi ya da ‘konunun bizimle ilgisi yok, şurayla ilgisi var’ demesi ama demiyor.

Sanırım bir perhiz var.

Bu konudaki bilginin benim yararıma değil, vatandaş yararına olduğunu, görev alanlarını kişiselleştirenlere hatırlatayım ve ‘kibrinden dübürü görünmemek bu olsa gerek’ diyerek de, sonlandırayım.