Bir kimsenin doğru yolda olup olmadığına bakmak için çeşitli yollar vardır.
Kişiliğine, karakterine, işine, konuşmasına, hatta onu kimin sevip sevmediğine... Kimi sevip sevmediğine..
Bazen bam teline dokunursunuz.
Bazen zurnanın zırt dediği yere.
Siyaset gerçekten zorlu bir yoldur.
O yolda durabilmek mühimdir.
Bazen durursunuz. Hem de çok uzun zaman.
O zaman da nasıl durduğun mühimdir.
Hep doğrular değil ya, bazen eğriler de durur yani.
Vardır bir hesapları dersiniz.
Hesaplarına, kitaplarına kimsenin el sürmesine, laf demesine zerrece tahammülleri yoktur.
Dediniz mi?
O zaman da başlarlar ahlaksızlık yapmaya.
Susmuyor musunuz?
Durum onlar açısından vahim demektir.
Başlarlar iftira atmaya. Çöpten ciklet çıkarmaya. Öyle ki, adınızın baş harfi bile büyük sızı verir onlara. Silmek gerekir bir an önce.
Kolları uzundur bunların.
Bi telefonla Anya'yı, Gonya'yı ararlar.
Hatta bazen belli olmasın diye taaa Londrayı bile.
Adamları çok yani.
Bir şey yapamıyorlar ya.
Susturamayınca.
Gelsin mesajlar :)
Gelsin..
Biz hep dedik ; Çiğ yemediysek korkumuz olur mu?
Olmaz.
Olamaz da.
O halde..
Tapası yiyen varsa sustursun diyoruz.
Hatta.
Bu tür kahpece oyunlar, bizi daha da galeyana, hatta mücadele etme azmimizi dahada fazlalaştırıyor der #SöylerimGeçerim .
☆☆☆
Dedik ya.
Kimin saldırdığı mühim diye.
Bunun FETO cüsü var, nemacısı var, elemanı var. Var da var.
Recep Tayyip Erdoğan için de kriterim bu.
Kim saldırıyor diye bakıyorum.
Tabi bir de saldıranlara karşı kim susuyor diye.
Dost olmadığına emin olduğumuz, fasulyeden müttefik Amerika.
600 sene bir Vali ile yönettiğimiz Yunan.
Çanakkale’de, hegemonyasındaki Müslüman Hintli, Pakistan'lı askerleri " Halifenizi düşman esir almaya çalışıyor, O'na yardım etmemiz lazım.." diyerek kandırıp getiren, siperde Ezan sesini duyduğunda gerçeği anlayan askerlere tek kurşun bile attırmayan İngiliz.
Dünya üzerinde bir tek Müslüman olmasına tahammülü olmayan İsrail.
40 yıl santim santim devleti ele geçirmek için sabırla paralel devlet kurup, 3 bin yıllık bir devleti, efsunlanmış bir kaç bin katil ile yıkmaya çalışan FETÖ.
Başka ?
Başkan aponun heykelini dikeceğiz diyenler, onlara selam verenler, onlarla birlikte duranlar. Bakanlık vereceğini söyleyenler.
Say say say....
Bitmez.
O halde.
Ben doğru ADAMın yanındayım.
Bir de...
Doğru ADAMın yanında olduğunu sananlar var. Hep susanlar. Hepten susanlar.
Ben diyorum ki ne farkları var?
Cevabı herkes verir herhalde...
☆☆☆
Geçen hafta sosyal medyada bir kampanya başladı. AK Parti Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a mektup kampanyası.
Amaç ; Muğla AK Parti İl Teşkilatlarının durumu, Muğla’da AK Partinin durumu hakkında.
CİMER değil, mektup. Arkadaşlarımız, CİMER kaynaklı müracaatların Sayın Cumhurbaşkanımıza iletilmediği, doğrudan AK Parti Teskikat Başkanlığına iletildiğinden dolayı, Zatı Devletlerine yazmanın en mantıklı yol olacağını düşündükleri için yazdılar.
Zannetmeyin öyle üç - beş mektup. Yani hiç de küçümseyecek kadar değil. Düne kadar yollanan mektup sayısının 3 bine yaklaştığını biliyorum. Hala devam ediyor tabi.
Bu mektupların Sayın İl Başkanımız Kadem Mete tarafından olmasa bile, Genel Merkezimiz tarafından çok ciddi bir şekilde değerlendirileceği kesin. Huzursuzluk, rahatsızlık o kadar ileri derecedeyken, Sayın Cumhurbaşkanımızın ÖZELLİKLE dikkate alacağına kimsenin şüphesi olmasın.
Aydınlık Yarınlar için canla başla mücadele edenlere..
Selam Ve Dua İle.