Düşünün bir kere…

Muğla’da ölüm nedenleri arasında; 1. sırayı Dolaşım Sistemi Kalp Hastalıkları alıyor.2. sırayı malign/selim (kötü huylu-iyi huylu) Tümörler alıyor.

Ancaaak…

İstatistiki verilere uygun strateji geliştirilmiyor.

Sağlıkla ilgili çalışmaların başındaki yöneticilere sormak isterim…

*TUİK’in bu verilerine göre sağlıkta nasıl bir çalışma uyguluyorsunuz?

*CA’lı hasta sayısına uygun ve yeterli Onkoloji servisleriniz, yatak sayınız, uzman hekiminiz var mı?

*Ketem merkezleriniz yeterli mi?

***      ***      ***

Daha bir hafta geçmedi.

Kemoterapi gören bir hasta (İzmir’de bir merkezde) aynı gün evine gönderiliyor. O da durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırılıyor.

Hastanın genel durumu kötü. MSK Üniversitesinde hem Onkoloji, hem de Enfeksiyon uzmanları mevcut.

Hastayı hangi gerekçe ile kabul etmiyorlar bilemiyorum. Acil çağrı merkezi gece 03.00’de İzmir’de Kemoterapi gördüğü hastaneye sevki yapılıyor.

Yine dün Kemoterapi gören hasta MSK Üniversitesine kontrole gidiyor. Hastayı kontrole çağıran kendileri. Ancak bilgisayarın başına oturtulan görevli bayan gayet küstah bir şekilde sıralarının geçtiğini söylüyor.

Küçük dağları ben yarattım edasıyla. Bu çalışanlarınıza iletişim eğitimi verin lütfen.

Dünkü yaşanan durumda Onkoloji hastasının sadece yapılan tahlilleri değerlendirilecekti.

Hastaya ben günde 25 hastaya bakıyorum mazereti yansıtılamaz.

***      ***      ***

Yine Diyabetli hasta sayısı dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de ve Muğla’da da oldukça fazla. Türkiye nüfusunun % 10-11’i diyabetli.

Antidiabetik ilaçların bazılarının yazılması Endokrinoloji uzmanlarının uhdesinde olduğundan hastaların sağlık sorunlarının giderilmesi hastayı yoracak nitelikte. Bu alanda uzman sayısı yeterli değil.

***      ***      ***

Bir başka yaşanan durum;

Yine çocuk sergisinde yatan hastaların servis hemşirelerinin ilgisizliği, küçük dağları ben yarattım havaları, nöbet değişimi, mazeretlerine sığınmaları tedavi gören hastaları ve hasta yakınlarını yormakta, hekime ve hastaneye olan güveni sarsmakta.