Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ortak yürüttüğü ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi işbirliği Protokolü’ (ÇEDES) 2023 itibariyle tüm okullarda başlatıldı.

Okullarda değerler eğitimi vermek amacıyla hayata geçirilen ve din görevlileri ile müftülerin belirleyeceği lise ve üniversitelilerin ‘rehber öğrenciler’ olarak yer alacağı projenin bugüne kadar diğer vakıflarla imzalanan protokollerden farkı ise süresinin olmaması. Böylece proje kapsamında tüm yıl içinde değerler eğitimi verilecek.

Muğla’nın Menteşe ilçesi Sınırsızlık Meydanı’nda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası öncülüğünde Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (Öv-Der), Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der), Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Halkevleri, Sosyal Haklar Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ile Alevi Kültür Dernekleri üyelerinin katılım sağladığı ortak basın açıklamasıyla ÇEDES’e ilişkin açıklamalarda bulunuldu.

“MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

Eğitim Sen Muğla Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nilüfer Enginsu tarafından okunan açıklamada, "ÇEDES Projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz" denildi.

MUĞLA’DA HELİKOPTER KAZASINA İLİŞKİN OLAY YERİ İNCELEMESİ TAMAMLANDI MUĞLA’DA HELİKOPTER KAZASINA İLİŞKİN OLAY YERİ İNCELEMESİ TAMAMLANDI

“ÖĞRENCİLERE YÖNELİK AÇIK BİR DAYATMA VE AYRIMCILIKTIR”

Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğine değinen Enginsu, “Ancak MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda “tek din, tek mezhep” yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere dini ve manevi değerleri aktarmayı kendisine görev edinmiştir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması doğru bir uygulama olmadığı gibi, farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılıktır” dedi.

“HEM LAİKLİĞE HEM DE LAİK EĞİTİM ANLAYIŞINA TEMELDEN AYKIRILIKLAR İÇEREN BİR DÜZENLEMEDİR”

Eğitim kurumlarının herhangi bir şekilde dini içerikli proje ve etkinliklerin mekânı haline getirilmesinin okullara ve eğitim sistemine olumlu anlamda en küçük bir katkısının olmadığına değinen Enginsu, “Okullarımız, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken, hiçbir öğrencinin inancı ya da felsefi düşüncesi nedeniyle ayrımcılığa uğramadığı kurumlar olmak zorundadır. Öğrencilerin inancı ya da kimliği nedeniyle ötekileştirilmesine ve ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kalmasına neden olacak her türlü girişime son verilmelidir. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir” söylemlerinde bulundu.

Nilüfer Enginsu açıklamasına şöyle devam etti:

“Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez!Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Bizler okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”

Editör: Beritan Yücel