Muğla Eğitim Sen, 4 Ekim’de İstanbul Fatih'te yaşanan cinayetlerle ilgili yazılı basın açıklaması yayımladı.
Eğitim Sen Muğla Kadın Sekreteri Aslı Ercan basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“4 Ekim’de bu ülke en korkunç günlerinden birini daha yaşadı: iki kadın göz göre göre vahşice katledildi. Semih Çelik isimli erkek, İstanbul’da yaklaşık 1 saat içinde iki kadını vahşice katletti. Daha 19 yaşındaki Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner, sosyal medyasından açıkça katliam çağrısı yapan, suç kayıtlarına rağmen herhangi bir kovuşturma yapılmayan, yargılanmayan Semih Çelik tarafından katledildiler.
Başka bir kadın sokakta yürürken, iki erkek tarafından taciz edildi. Dakikalarca süren tacizde saldırganlar önce gözaltına alınıp sonra serbest bırakıldı. Daha sonra sosyal medya baskısı ile tekrar gözaltına alınan saldırganlar, ses çıkarılmamış olsaydı bugün sokakta dolaşmaya devam edecekti. Daha bu haberlerin şokunu atlatamadan bir kadının Mezitli’de katledildiğini öğrendik. Sonay Öztürk Aslan, Uğur Araç isimli bir erkek tarafından katledildi.
Oysa bu ülkede yurttaşlar en temel eleştiri hakkını kullanan bir paylaşım yapmış olsaydı, sabah kapısına dayanılırdı: Halkı kin ve öfkeye sevk etmekten!
Artık açık açık soralım:Bir annenin önüne çocuğunun cesedinin parçalarını atmak kimsede infial, öfke yaratmıyor mu, kanınız donmuyor mu?
Kadın cinayetlerini önleyecek tedbirler almayan, adil yargılamayan, cezasızlık politikalarıyla cinayetlere yol veren iktidar güdümlü eril yargı ve her seferinde suçu mağdura yıkan siyasal iktidar sahipleri ve iktidarın taliplileri siz nasıl bir rehavet içindesiniz?
Ataerkil kapitalist sisteminiz,kadınları vahşetle mi teslim almaya çalışıyor!
Bilesiniz ki KORKMUYORUZ!
Katilleri, tecavüzcüleri, tacizcileri koruyan, aklayan ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren sistemden HESAP SORUYORUZ! Ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur ; bunu daha kaç kız kardeşimizin katlinde haykıracağız?Yetmedi mi aldığınız can?
Tarikatlarla seçim pazarlığı yapanlarla, İstanbul Sözleşmesini kaldıranlarla, mevcut yasaları uygulamayanlarla hesaplaşacağız. Çünkü biz biliyoruz ki İstanbul sözleşmesi etkin bir şekilde uygulansaydı katledilen yüzlerce kadın bugün aramızda olacaktı.
Ülke kadın ve çocuk mezarlığına dönmeyecekti.
Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk için ses olmaya devam edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz!
Şiddete, karanlığa, hukuksuzluğa geçit yok, kadınlar var! Laiklik için, eşitlik için, özgürlük için, adalet için her yerdeyiz.”