Dolmuş Maceralarına Devam

Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2019 verilerine göre Muğla da araç sayısı artmış. İstatistiklere göre şöyle kabaca hesapladığımız da ilimizde kişi başına iki araç düşüyor. Ve bu verilere göre ilimizin refah düzeyi de artıyor.

Yalnız özel araç kullanımı artarken kurallara ne kadar uyuyoruz? Birbirimize ne kadar saygılıyız? Bunları sorgulamak gerekiyor.

Sık sık toplu taşıma araçlarını tercih eden biri olarak şunu belirtmeliyim ki; inanın kurallara uyan yok denecek kadar az. Şöyle bir baktığımız da yolların sağı solu park alanına çevrilmiş. Cadde ve sokakların köşe başları park edilmiş araçlarla dolu. Bu da yetmezmiş gibi ana cadde üzerinde araçlar çift sıra park edilmiş durumda. Yetkililer hiç mi görmez durumu? İnsan merak ediyor.

Örnek vermek gerekirse Hasan Ercan Caddesine (Şehit Jandarma Binbaşı Kıvanç Cesur Ortaokulunun bulunduğu cadde)bir bakalım. Yolun sağında ve solunda araçlar park edilmiş durumda. Recai güreli caddesinin tek yön olması nedeniyle şehrin trafiği bu caddeden işliyor. Durum böyle olunca seyir halindeki araçların şoförleri  zor durumda bırakıyor. Genellikle trafik tıkanıyor ve olası tehlikelere davet çıkarıyor.

Benim merak ettiğim bu cadde de durum böyleyken;

Neden ilimizdeki yetkililer bunu görmüyor? Trafik kurallarına göre yolun her iki tarafına araç park etmek doğru mu? Ayrıca bu cadde üzerindeki Şehit Jandarma Binbaşı Kıvanç Cesur Ortaokulunun önünde okul saatlerini içinde bir memur görevli. Burada  duran polis memuru bu durumu görmüyorlar mı? Görevimiz sadece öğrencilerin güvenliği deyip diğer taraftan kuralları ihlal edenleri neden görmüyorlar?

***                  ***                  ***

Bakın geçen hafta sonu bir dolmuş şoförünün yaşadığı olayı kısaca anlatayım;

Menteşe güzergâhından gelen dolmuş Abdi ipekçi caddesinin sonunda tek yöne dönülecek sokağın tam dönüş köşesine geldiğinde bir türlü dönemiyordu. Merakla etrafa bakıyoruz nedir sorun diye. Beni şaşırtmayan bir sürücü hatası yine. Dönüş köşesine park halinde bırakılmış bir araç. Sürücü araçtan iniyor kendince çıkış arıyor ama nafile. Trafik kapanmak üzere. Sürücü trafiği arıyor. Yaşanan durumu anlatıyor. Aracın plakasını veriyor. Bir süre bekledik ama nafile gelen giden yok. Kendi sorumuzu kendimiz çözüm bulmaya çalıştık. Yolcular trafik polisi görevini yüklenip sürücüyü ve trafiği yön verdiler. Ve mutlu son! çıkmazdan kurtulduk. Elli metre gitmiştik ki merak edip arkama baktım acaba trafik ekibi geldi mi diye. Evet, ekip aracını görmüştüm. Tam arkamızdan geliyorlardı. Ama beni şaşırtan olay yanlış park halindeki aracın yanından öylece geçip ilerliyor olmalarıydı. Oysa dolmuş şoförü  aracın plakasını vermiş ve trafiği aksattığı gerekçesiyle ihbarda bulunmuştu. Neden araç cezai işlem yapılmadı ya da bulunduğu yerden alınmadı?

Bu olayda böylece kapandı.

Yine bir dolmuş hatırası olarak bende  kaldı.

***                              ***                  ***

Evet, kurallar hepimiz içinse neden uymuyoruz peki? Araç kullanan sürücü kendine göre kural uyduruyor. Yaya kendine göre kural belirliyor. Aracı park edenler kendine göre haklı ise peki suçlu kim?

Suçlu yine biziz. Çünkü birbirimize saygımız maalesef kalmamış.

Ve maalesef ki biz kurallara uymuyoruz. Kurallar bize uyuyor ya da uyduruyoruz.