Datça’da denize sıfır, şezlong ve masa tepkisi

Muğla’nın Dünyaca ünlü Turizm Merkezi Datça, doğal güzellikleri ve Turkuaz Mavisi ünlü koylarıyla her yıl binlerce tatilciyi ağırlıyor, son günlerde ise Datça denize sıfır atılan masa ve şezlonglarla gündemde.
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, plajlarda saat 18.00'e kadar masa, sandalye ve şezlong konulmasını yasaklamış, Kumluk plajında faaliyet gösteren işletmeler sahili işgal eden masa, sandalye ve şezlonglarını geri çekerek ve plajın ve yürüme yolunun daha kullanışlı hale gelmesini sağlamışlardı.
Bölge sakinlerinin iddialarına göre, Datça’nın merkezinde tek plaj olan Kumluk plajı kıyı işgali nedeniyle halkın kullanımına kapatıldı. Gazeteci Ayşe Başak Kaban’ın sosyal medya paylaşımıyla gündeme taşıdığı olay, büyük tepki topladı. Kaban, 78 yaşındaki annesiyle birlikte denize girmek için gittikleri Datça’daki plaja işletmelerin müdahale ettiğini belirtti.
Datça’nın en güzel koyları arasında yer alan Taşlık, Kumluk, Ilıca, Hayıtbükü, Ovabükü, Palamutbükü ve Karaincir, kıyıları Milli Emlak Müdürlüğünden kiralayan özel işletmelerin şezlonglarıyla kaplanmış durumda.

Muğla’nın Dünyaca ünlü Turizm Merkezi Datça, doğal güzellikleri ve Turkuaz Mavisi ünlü koylarıyla her yıl binlerce tatilciyi ağırlıyor, son günlerde ise Datça denize sıfır atılan masa ve şezlonglarla gündemde.
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, İlçe genelindeki plajlarda saat 18.00'e kadar masa, sandalye ve şezlong konulmasını yasaklamış, kent merkezinde bulunan Kumluk plajında faaliyet gösteren işletmeler sahili işgal eden masa, sandalye ve şezlonglarını geri çekerek ve plajın ve yürüme yolunun daha kullanışlı hale gelmesini sağlamışlardı. Aradan geçen 3 aylık dönemde işletmelerin bu yasağı deldiği gözlendi.
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, o dönemde sosyal medyada paylaştığı ve Kumluk plajındaki masa, sandalye ve şezlongların kaldırılmasını istediği video da tekrar gündem oldu.
Muğla’nın Dünyaca ünlü Turizm Merkezi Datça, doğal güzellikleri ve Turkuaz Mavisi ünlü koylarıyla her yıl binlerce tatilciyi ağırlıyor, son günlerde ise Datça denize sıfır atılan masa ve şezlonglarla gündemde. Muhabirimiz Kenan Gürbüz, Datça merkezde daha önce belediye tarafından halkın kullanımına açıldığı açıklanan plajda, denize sıfır atılan masa, sandalye ve şezlongları görüntüledi.

DATÇA MERKEZDEKİ PLAJDA DENİZE SIFIR MASA VE ŞEZLONGLAR

Bölgede yaşayan vatandaşların iddiasına göre, Datça’nın merkezinde tek plaj olan Kumluk plajı kıyı işgali nedeniyle halkın kullanımına kapatıldı.
Son olarak ilçede yaşayan Gazeteci Ayşe Başak Kaban’ın sosyal medya paylaşımıyla gündeme taşıdığı olay, büyük tepki topladı. Kaban, 78 yaşındaki annesiyle birlikte denize girmek için gittikleri Datça’daki plaja işletmelerin müdahale ettiğini belirtti. Kaban’ın paylaşımında da denize sıfır masa, sandalye ve şezlonglar yer alıyor. Kaban, sosyla meyda paylaşımında, “İşletmeler kıyı işgalini bırakmış, deniz işgaline başlamış. Belki haberiniz yoktur” diyerek, yetkililere seslenerek, “Bu olay, Türkiye’de kıyıların ve plajların kamuya açık alanlar olması gerektiği yönündeki yasaların ihlal edildiğini bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle tatil sezonunda, kıyılarda artan işgal vakaları, vatandaşların ücretsiz olarak denizden yararlanmasını zorlaştırıyor” ifadelerine yer verdi.
Kaban’ın sosyal medya hesabından paylaştığı Kumluk Plajının 2014 yılı ve 2024 yılına ait fotoğrafları da kıyıdaki işgali gösteriyor.

ECRİ MİSİL ÖDÜRÜYORUZ DİYEREK SAHİLLERİ HALKA KAPATTILAR

Datça’nın en güzel koyları arasında yer alan Taşlık, Kumluk, Ilıca, Hayıtbükü, Ovabükü, Palamutbükü ve Karaincir, kıyıları Milli Emlak Müdürlüğünden kiralayan özel işletmelerin şezlonglarıyla kaplanmış durumda. Muhabirimizin konuştuğu özel işletmelerin sahipleri Muğla Milli Emlak Müdürlüğüne ecri misil ödeyerek, işletmelerinin bulunduğu bölgelerdeki sahilleri kiraladıklarına işaret ederek,” Yaptığımız sözleşmelerde burası bizim kullanım alanımız olarak gözüküyor. Bizde müşterilerimiz dışında kimsenin girişine izin vermiyoruz” dediler.

ÇEVRECİLERLE DALKAVUK TARTIŞMASI

Kıyıların özel işletmeler tarafından işgal edilmesi ile şikayetlerini dile getiren vatandaşlara, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt’un Belediye Meclis toplantısında “Halk Dalkavukluğu yapıyorlar” ifadesini kullanması tepkilere neden oldu.
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt’un meclis toplantısındaki bu ifadeleri Şezlongsuz Datça İnisiyatifi ve Kent Konseyi olmak üzere birçok grup tarafından protesto edildi.
İnisiyatif gönüllüleri belediye binası önünde yaptıkları gösteriyle, anayasaya uygun davranılmasını ve kamusal alanların rant yerine halkın kullanımına sunulması gerektiğini vurguladılar. Tepkilerin büyümesi üzerine, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, meclis toplantısında bir açıklama yaparak, sahillerin Datça Belediyesine verilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuracaklarını ve sahillerdeki tasarrufun belediyeye verilmesini talep edeceklerini açıkladı.

SAHİLLERİ MUÇEV’E VERDİLER

Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 4 yıl önce Datça sahillerinin işletme hakkını MUÇEV’e verdiğine işaret ederek, “Yargı yapılan işlemi uygunsuz buldu. Belediye olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir yazı yazarak sahillerin Belediyemize tahsisini istedik. Bu kıyıların kullanımı Belediyelere bırakılmazsa, yaşanan sorunlar devam edecek. Şezlong ve Şemsiye konusu Kıyı Kanunu kapsamına girmediği için sorun olmaya devam ediyor. Bu sorunun en kısa zamanda çözümü için Bakanlık ve ilgili kurumlarla sürekli irtibat halindeyiz” dedi.

KIYILAR TİCARİLEŞTİRİLDİ

Muğla’nın Datça ilçesinde vatandaşların kıyıları kullanma haklarının ihlaline karşı 9 Mart 2023’den beri mücadele ederek kıyı nöbeti tutan, Şezlongsuz Datça İnsiyatifi ise şu açıklamayı yaptı:
“Vatandaşların kıyılardan ücretsiz yararlanmasını düzenleyen Anayasa’nın 43’üncü maddesi ve Kıyı Kanunu’nun 5’inci maddesi çok önemli. Kıyıların kullanımında kamu yararının öncelikli olduğu ve kıyılara ulaşımın bir bütün olarak engellenemeyeceği hükümleri ortadadır ve bu doğrultuda kıyılar hiçbir şart altında kiralanamayacağı, özel-mülkleştirmeye konu edilemeyeceği açıktır. Ticarileştirmenin ve kıyıların bir bölümünün hala işgal altında olduğu bu modeli kabul edilemez buluyoruz.”