Üç gün önce, yani Cumartesi günü Galler maçının son düdüğü çalana dek turistik bir seyahat gözüyle baktığımız Karadağ deplasmanına diken üzerinde çıktık. Zira olası bir mağlubiyette, Galler’in de İzlanda’yı yenmesiyle güle oynaya çıkacağımız grubu ikinci sırada bitirme riskiyle karşı karşıyaydık. Fakat bu ihtimal elbette hiçbirimize olası gelmiyor, grupta sadece bir gol bulabilmiş ve puanı dahi bulunmayan Karadağ’a karşı mağlubiyeti aklımızın ucundan geçirmiyorduk.
Başkent Podgoritsa’da karşılaşmaya alıştığımız Karadağ bu kez bizi daha önce birçoğumuzun adını dahi duymadığı Niksic kentinde ağırladı. Nitekim bu sezon Uluslar Ligi’ndeki tüm maçlarını bu şehirde oynamışlardı. Maç öncesi bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, bu küçük şehrin vasat stadyumundaki zemini fazlasıyla ağırlaştırmıştı. Maç boyu devam edeceği ve zemini daha da berbat hale getireceği öngörülen bu yağmurda, futbol oynamaya pek de elverişli olmayan bu statta Montella’dan beklenen elbette fizik gücü yüksek, savaşçı oyuncularla sahaya çıkmasıydı. Ancak ilk 11 belli olduğunda İtalyan hocanın bizimle pek de aynı düşüncede olmadığını gördük. Teknik kapasitesi yüksek, top yapmayı seven isimlerin hepsi sahada, mücadeleci oyuncular kenardaydı. Bu şartlar altında Karadağ baskısıyla başlayan maçın ilk dakikalarında kalemizdeki atakları savuşturmaya çalışırken Cardiff’ten gelen haberle hepimizin gönlüne su serpildi. İzlanda, Galler deplasmanında 1-0 öndeydi. Belki bu haberin öz güveniyle belki de zemine bir nebze alışmamız sonucu kontrolü ele aldık ve bu kez biz Karadağ kalesini abluka altına aldık. Tam o anlarda defansımızın arkasına atılan bir topta Emirhan’ın hatası sonucu Mert Günok’un da kalitesine yakışmayacak bir golle geriye düştük. Yenilen golün şokunu kısa bir sürede atlatıp 8 dakika sonra beraberlik Kenan ile geldi. Diğer taraftan Galler, İzlanda karşısında beraberliği yakaladı. İlk yarının bu skorlarla biteceği düşünülürken Galler ilk yarı bitmeden skoru 2-1 e getiren golü kaydederken, millilerimizde Karadağ karşısında Krstovic’in attığı gol ile 2-1 mağlup durumda soyunma odasına gitmek zorunda kaldı. İlk 45 dakikalar sonunda kabus gibi bir tablo ile karşı karşıyaydık.
İkinci yarıya millilerimiz iki oyuncu değişikliği ile başladı, maçın yıldızı olan Krstovic’in sağ kanatta etkili olması ve ilk golde hatası olması sebebi ile Emirhan ve Eren kulübeye oturan oyuncularımız oldu. Mert Müldür sol bekte, Samet ise stoperde şans buldu.
Skorların aleyhimizde olması ve mutlak gole ihtiyacımız olmasına rağmen, forvetsiz bir oyun anlayışı ile ikinci yarıda da dakikalar ilerliyordu. 60.dakikaya gelindiğinde Galler’in üçüncü gol haberi ulaştı. Millilerimize ilerleyen dakikalarda belki de beraberlik bile yetmeyebilirdi. Montella bir oyuncu değişikliğine daha gitti ! İsmail oyuna Okay’ın yerine dâhil oldu. Ağırlaşan zemin ve zamanın azalması, psikolojik olarak maç ve A ligine yükselmenin ellerimizden uçup gittiğini düşünmekten olacak ki sahada oyuncularımızın gerginliği ve rakiple çatışmaların arttığını, hatta Montella’nın top toplayıcı ile girdiği mücadeleyi izledik.
Dakikalar 73’ü gösterdiğinde Karadağ’ın üçüncü golü, maçın yıldızı olan Krstovic’in bu sefer kafa şutundan geldi. Bu gol dönülmeyecek bir yola girdiğimizin habercisi oldu. Montella’dan hamle bekleniyordu ancak yenilen gol sonrası Barış Alper oyuna dâhil oldu ve sağ kanattan ataklar geliştirmeye çalıştı. Semih Kılıçsoy ise 82.dakikada oyuna Kaan’ın yerine girmeden hemen önce Galler’in dördüncü gol haberi ulaştı. . Gol bulmak için yaptığımız ataklar sonuçsuz kalınca müsabakadan 3-1 mağlup ayrılmak zorunda kaldık.
Maçın mutlak hakimi %71 topa sahip olan millilerimizdi, 6 tanesi isabetli 21 şut çekildi, 5 korner kullanıldı ancak skor tabelasında yazan rakamlarda üstün taraf Karadağ oldu.
Bu sonuçla B liginde 4. Grupta mücadele eden milli takım grubunu ikinci bitirdi ve A liginde gruplarını üçüncü olarak tamamlayan İskoçya, Belçika, Macaristan veya Sırbistan takımlarından biri ile kura sonrası Play-off müsabakası oynayacak.
Kura şansı, zemin ve hava koşulları uygun bir ortam ve hedefine kitlenmiş bir milli takım görmek ümidi ile…