Dünyanın adaletsiz yapısını, özellikle Filistin halkına yönelik süregelen zulümde açıkça görmek mümkün.
İsrail'in işgal politikaları ve askeri operasyonları, Filistin halkı için yıllardır devam eden bir trajediye dönüştü. Ne yazık ki, uluslararası toplumun özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde yer alan beş büyük güç (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) bu konuda etkisiz kalıyor ya da çıkarları doğrultusunda İsrail’in yanında durmayı tercih ediyor.
Bu durum, "Dünya 5'ten büyüktür" söyleminin ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor, ancak bu beşli sistemin gücü, adaletsizliğin devam etmesine olanak tanıyor.
-Türkiye Kıbrıs’a girdi diye dünyayı başına yakmışlardı
1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi, adadaki Türk halkını koruma amacı güden kısa süreli bir operasyondu. Türkiye, garantörlük haklarına dayanarak ve Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırıları durdurmak amacıyla bu harekâtı gerçekleştirdi. Ancak dünya, Türkiye’ye sert tepkiler vererek ambargolar uyguladı ve diplomatik baskılar yaptı.
Çifte standarttın böylesi yoktur
Oysa bugün İsrail, Filistin’de yıllardır süren askeri operasyonlar, sivil ölümleri ve toprak işgalleriyle aynı suçları, hatta daha ağırlarını işlemekte. Buna rağmen Batı dünyası ve büyük güçler İsrail’i koruyor, yaptırım uygulamak yerine sessiz kalıyor ya da sınırlı tepkilerle yetiniyor.
Bu çifte standart, uluslararası sistemin adalet kavramını nasıl görmezden geldiğini ve güçlü olanın çıkarlarının her zaman ön planda tutulduğunu gösteriyor.
-Tarih affetmeyecek
Dünya, Filistin halkının yaşadığı bu trajediye sessiz kalarak büyük bir tarihi sorumluluk altına giriyor. Filistin halkının acıları, gelecekte bu adaletsizliğin sembolü olarak hatırlanacak ve bu dönemde sessiz kalan devletler tarih tarafından affedilmeyecek.
-Dünyanın adalet terazisi dengesiz
Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklı müdahalesiyle bugün İsrail’in Filistin’de yaptığı kıyım karşılaştırıldığında, dünyanın adalet terazisinin ne kadar dengesiz olduğu çok daha net görülüyor.
Türkiye'nin barış harekâtı hızlı ve sınırlı bir operasyonken, İsrail’in yıllardır süren işgalleri ve katliamları dünyadan yeterli tepkiyi almıyor. Bu durum, uluslararası sistemde güçlü devletlerin çıkarlarının insan hakları ve adaletin önüne geçtiğini acı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Tandoğan Uysal