Yeni yıla yeni umutlarla girmek, beklentilerin yeniden filizlenmesi güzel bir duygu.
Ancak bir bakıyorsunuz ki yazmayacağım dediğin konulara değinmek durumunda kalıyorsun.
Çevreniz yalnız kendini düşünen, empati kurmayan insanlarla dolmuş.
Bu yalnızca bir alanda/sektörde değil. Her sektörde görmeniz mümkün.
Ticaret yapıyorsanız, basın görevini yapıyorsanız, eğitim hizmetlerinde, sağlık hizmetlerinde, siyasette durum değişmiyor.
Daha dün gencecik öğretim görevlisi hunharca öldürüldü.
Bıçaklayıp, ardından hızını alamayan öğrenci/cani silahla ateş açarak kendisine bir kelime öğreten kişiyi vurdu. Hani “bana bir kelime öğretenin kulu kölesi olurum” diye atasözü vardı.
Ardından bir başka öğrenci sosyal medyada “ Bu durum örnek olur sınavlarımıza yansır” diye bir başka paylaşımda bulunuyor.
Nedir bu öfkenin altında yatan?
Neden insan, öfke kontrolünü yapamaz halde?
Hani hep söyleriz ya “insan düşünen bir varlıktır.”
Neden muhakeme edemez oldu insanoğlu?
Sanmayın ki sadece eğitim camiasında durum böyle.
Trafikte farklı değil. Sürücülerin basit bir konu için birbirinin darp etmesi, çarpıp bir şey yokmuşcasına kaçması.
Ticarette farklı değil. Trafikte etik diye bir şey kalmamış.
Tahsilat yapmanın etik kuralları vardır.
İnsanlar onu bile kaybettiler.
Kadınmış-erkekmiş hiç mi hiç fark etmiyor.
Hiç kimse kendini karşıdaki kişinin yerine koymuyor. Yeni şekliyle empati kurmuyor.
Yalnızca kendi menfaati, kendi çıkarı nerede ve nasılsa öyle davranıyor.
Peki nereye kadar devam eder.
İnşallah insanlar akli selim davranmanın yollarını öğrenmek isterler ve öğrenirler/uygularlar.
Siyasette durum farklı mı?
Tabiî ki hayır. Parti içi ayak oyunları, değersizleştirmeler, çelme takmalar her partide gördüğümüz, şahit olduğumuz durumlar. Üstelik bu durumu yaratanlar zeytinyağı gibi hep üste çıkmayı da başarıyorlar.
Sonra bakıyorsunuz bir sürü küskünler ordusu.
Kaybetseler bile kazanmış olduklarının bir yolunu bulup ikna etme çabalarına giriyor bunda da başarılı oluyorlar. Tabiî ki kısa vadede.
Aslında bu durumun çözülmesi öyle zorda değil.
Yeterki; öncelikle çözüm istensin, denetimler adil ve dikkatli yapılsın, denetimler sonrası değerlendirmeler, raporlar dürüstçe yapılsın.
Böylece ne okullarda kazalar, ne hastanelerde kazalar yada tıbbi uygulama hataları, ne bazı kurumlara olan güven kaybı, nede çalışma hayatında mobingler ve doğuracağı olumsuzluklar yaşanmaz.
Yine yeni yılda yeni umutlar, yeni beklentiler güzel duygular.