BU DÜZEN KEYİF VERMİYOR

Yaklaşık 3 aydır süregelen illet bir salgının açtığı yaralar ağır tahribatlı oldu.

Gelişmişlikte öne çıktıkları bilinen ülkelere göre sağlık teşkilatımızın başarılı müdahalesine gölge düşürecek değiliz ancak, yaşamsal uzantılarımız ve keyfimiz oldukça kaçık.

Nasıl kaçık olmasın?

Normalleşme süreciyle rahat bir nefes almaya çalışırken, bir yandan bu rahatlığın getireceği ve getirmeye başladığı rehavet olgusu, bir yandan ekonomik çalkantılar ve bir yandan da normalleşme sürecine ilişkin alınan kararların tartışılır durumda olması, daha uzun bir süre normalleşmeden söz edemeyeceğimizin göstergesi olarak karşımızda duruyor.

1 Haziran Pazartesi günü hayatın normal seyrinde süreceği beklentisi daha şimdiden mesnetsizliğini ortaya koymuş durumda.

Özellikle Muğla’daki işletmeler noktasında sıkıntı büyük.

Alınan kararlarla şartlı bir faaliyet sürecini yürütmesi beklenen işletmeler bu durumda yine dezavantajlı durumda.

Haber merkezindeki arkadaşlarımız bu konuyu gündemlerine alarak haftaya başladılar. Restoranlar, kafeler ve kahvehaneler, spor tesisleri, sauna ve hamamlar faaliyete geçti.

Gönül ister ki herkes bu normalleşme sürecinde normal yaşantılarına dönsün ancak çok mümkün görünmüyor.

Açılma kriterleri kimseyi memnun edecek düzeyde değil. Mesela kahvehaneler boş. Kendisine ait bir mozaiği olan kahvehanelerde oyun yasak.

Vakit geçirmenin bir şartı olan oyun oynanmayacaksa kahvehaneler neden açıldı. İlk aklıma geldiği için söylüyorum. Bu örnekleri diğer sözünü ettiğimiz meslek grupları için de söylemek mümkün.

Damak tadının yanı sıra, sosyal de bir ortam olan restoranlardaki kısıtlamalar, gerek işletmeci gerekse müşteri açısından bakıldığında nasıl keyifli bir ortamı beraberinde getirecek?

Biliyoruz ki, her işletmenin hizmet verdiği alan kadar sosyal hayatın içinde de bir rolü var.

Ve bu rol insan odaklı.

Bu kriterlerde mekanların faaliyete geçmesinin geçmemesiyle hiçbir farkı olmadığını gözlemlemek mümkün.

Kıssadan hisse; yeni dünya düzene alışmaya çalışıyoruz.

Maskeli, sosyal mesafeli ve hijyenik tutumlu düzene tamam ama bunun dışındaki kısıtlamaların getirdiği sosyalleşme ve normalleşme sürecine alışmamız biraz zaman alacak.

Zira bu sözü edilen normalleşme süreci, vatandaşın tedirginliğini yok edemeyeceği gibi, esnafın da sorununu giderebilecek nitelikte görünmüyor.

Sözü edilen işletmeler açıldı mı açıldı…

Açık mı açık…

Ya varlıklarını sürdürmeleri için gerekli olan insan?

Ya insan için gerekli olan ortam?

Cevaplar önümüzdeki günlerde daha da netleşecektir ama bildiğimiz şey, bu düzenin keyif vermediği.

Yapılacak çok şey görünmüyor.

“Allah esnafın da, vatandaşın da yardımcısı olsun” demekten başka.