Muğla’da gündem uzun zamandır siyasetti. Seçimler bitti her kes normale dönmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde gece yarısı iki önemli olay yaşandı Muğla’da. Birisi 157 öğrencinin yediği yemekten zehirlenmesiydi. Aynı gece Muğlaspor Kalacisi Hasan Çelebi’nin kurşunması olayıydı. Her iki haberde yerel basında büyük yer buldu…
İlk önce öğrencilerin zehirlenmesi olayını farklı bir yönden kaleme alalım. 157 öğrenci yediği yemekten zehirleniyor. Ancak eğitim ile ilgili olan sendikaların hiç birisinden bir tek kelime açıklama yapılmadı. İnsan şaşırmıyor değil hani. Eğitim sendikaları sadece öğretmenlerin sorunlarıyla mı ilgileniyor. Zehirlenen öğrencilerle ilgili eğtim sendikalarını aradık ama hala daha bir açıklama alamadık…
Eğitim sendikalarının zehirlenen öğrencilerle ilgili açıklama yapması için illaki birkaç öğrencinin yaşamlarını yitirmesimi gerekiyor acaba. Muğla’da ki eğitim sendikaları bu konuda bende büyük hayal kırıklığı yarattı. Hem hükümet yanlısı sendika hem de hükümet karşıtı sendika acaba bu zehirlenenler öğretmen olsaydı inanın ortalığı ayağa kaldırırdı…
Aynı gece Muğlaspor kalecisi Hasan Çelebi kurşunlandı. Bir kurşun sol bacağına 5 kurşunda arabasına isabet etti. Kurşunlama olayının içeriği konusu ne olursa olsun. Bir inanın kurşunlanması doğru değil. Olayın üzerinden kaç gün geçti. Muğlaspor’un kalecisine kurşun yağdırılıyor ancak Muğlaspor yönetiminden konuyla ilgili en küçük bir açıklama yapılmıyor…
Bir kulübün kalecisi silahlı saldırıya uğruyor. Ancak ne kulüp başkanı ne de yönetim den bir kişi çıkıp açıklama yapma lüzumu bile görmüyor. Bu da kulübün futbolcularına ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bu gün bir futbolcu kurşunlandı. Açıklama yapılmadı. Yarın bir başka futbocuya saldırı olduğunda o zaman neyapacaklar. Yine sessizliğe mi bürünecekler…
Bir başka ilde o ilin futbol takımının kalecisine silahlı bir saldırı olsa başta o ilin kulübü ile birlikte herkes ayağa kalkardı. Ortalık yangın yerine dönerdi. Siyasilerinden tutun da sivil toplum örgütü temsilcilirine kadar peş peşe basın açıklamaları gelirdi. Ancak bizim Muğla’da insanlar sessiz kalmayı tercih ediyor…
Külüp kendi futbolcusuna düzenlenen silahlı saldırıya sessiz kalırsa sivil toplum örgütlerinin de sessiz kalması aslında gayet normaldir. Ben hala daha Muğlaspor yönetiminin sesiz kalmasına bir anlam veremiyorum. Demekki ortada başka ilişkiler var ki sessiz kalınıyor. Muğla kamuoyu da sessiz kalanmayı buna bağlıyor…
Muğla’da son zamanlarda bazı şeyler oluyor. İnsanlar olaylar karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. Bu gün sessiz kaldığınız olaylar yarın sizin ya da bir yakınınızın başına gelebilir. İşte o zaman bazı insanlarda sizlerin bu gün sessiz kaldığınız gibi sessiz kalmayı tercih ederler ise kimseyi yadırgamayın. Sessiz kalmanın bedelini o zaman ödersiniz…
Muğla’da insanlar beline silahı takıp çok rahat gezebiliyor. Bunu anlamak ta mümkün değil. Ve insanlar bellerine taktıkları silahları kolaylıkla çekip kullanabiliyor. Bunu da anlamak mümkün değil. Muğla’da son zamanlarda emniyet zafiyeti mi yaşanıyor diye insan kendisine sormadan edemiyor. Yetkililer bu konularda biraz daha duyarlı olması gerekli diye düşünüyorum…