Defalarca yazıldı, çizildi, Muğla’nın bir tane doğru dürüst meydanı olmadığından ve imkan varken en kısa sürede bu eksikliğin giderilmesi gerektiği konusunda.
İnsanların bir araya geldiği, iletişime geçtiği, ortak aktiviteler ve eğlenceler düzenlediği meydanları ve kamusal açık alanları olmayan bir yerleşim alanı estetik değildir, demokratik değildir ve ne kadar büyük olursa olsun kent de değildir.
Meydanlar şehirlerin akciğerleri gibidir. Akciğersiz bir Muğla nasıl Büyükşehir olabilir?
Muğla’da bir meydan var da bizim haberimiz mi yok acaba? Yani Muğla Valiliği’nin önünde bulunan heykele meydan diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemeyiz trafiğe açık bir alan meydan olamaz. Dünyanın önde gelen metropollerinden olan İstanbul’da bile Taksim meydanı dediğimiz yer yeniden restore edilerek trafiğe kapatıldı ve meydan terimine uygun bir hale getirilerek şehrin göbeğinin nefes alması sağlandı. Muğla’da Sınırsızlık meydanı dediğimiz yer ne kadar meydan? Ne kadar yeterli? En son gezi parkı olaylarının protesto edildiği zamanı aklınıza getirin mesela? İnsanlar sokaklara taşmış, trafiği kapatmışlardı. Sınırsızlık meydanı yetersiz ve biçimsiz bir alan açıkçası.
Peki Muğla’da meydan olabilecek yerler var mı? En uygun olan alan Muğla Öğretmen Evi’nin arkasında bulunan ve stadyumun karşısında yer alan atıl vaziyetteki eski garaj alanı.
Eski garajın yıkılmasının üzerinden neredeyse 10 yıl geçti ve bu 10 yıllık süre zarfında o bölgeyi değerlendiremeyen bir belediye yönetimiyle yönetiliyoruz. Orası için bir iş-hanı projesi yapmışlardı ve neyse ki yerel halkın desteğiyle bu projede geri adım attılar. Orası meydan alanı olarak kullanılmalı.
Peki neyi bekliyorlar? Sanırım yerel seçimi bekliyorlar ve seçim kampanyası haline getirmek istiyorlar. Ama keşke orayı şimdiye kadar meydan alanı olarak değerlendirip yaptığımız icraatler listesine ekleselerdi. Yapacaklarıyla değil de yaptıklarıyla seçim kozu yapsalardı.
Yiğidi öldür hakkını yeme derler ya, bu sene Tükiye’nin en başarılı belediye sıralamasında ilk 10’da yer alan belediyemizin icraatleri de var. Mesela yeni parklar, yürüyüş yolları, trafik yollarının yenilenmesi, yeni akıllı taşlarla yaya kaldırımları, tarihi binaların restore edilmesi, gereksiz ama hoş heykellerin dikilmesi, katlı otopark yapılması, sıralı alışveriş merkezleri inşa edilmesi vs. Bunların hepsi birer icraat.
Fakat istediği kadar bunları yapmış olsun, isterse Muğla’nın göbeğine Gaudi’nin en meşhur eseri olan Caso Batllo’yu diksin, isterse kömür kullanımını %80 düşürüp doğalgazı getirsin ya da onlarca alışveriş merkezleri inşa etsin. Eski garaj alanını hala değerlendiremeyen bu Muğla Belediyesi benim için inanın büyük bir başarısızlık örneğidir.
