BEKLEYİP GÖRELİM

Normalleşme sürecine girilmesiyle ve yaz mevsiminin hissedilir hale gelmesiyle gözler Muğla iline çevrildi.

Malum turizm şehriyiz.

Konu turizm olunca, yöreye akın akın yerli turist akmaya başladı.

Muğla bu yönüyle, ülke yaygın basınının da gündeminde.

Özellikle küçük İstanbul benzetmesiyle Bodrum, bugüne kadarki popüler yapısını, yeni bir salgın atağının meydana gelebileceği bölge olarak da koruyor.

Bodrum’a 500 bin araç girdiği haberlerini takip etmiş olmalısınız.

Pandemi sürecinde de ilimiz Muğla’nın salgın haritasının yoğun olduğu bir ilçemiz aynı zamanda Bodrum.

Hal böyle olunca da, 500 bin araç girişinin olması dikkatleri bir kez daha Bodrum’a ve dolayısıyla Muğla’ya topladı.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü Haber Türk Televizyonu’nda bu konuya ilişkin görüşlerini aktarırken izledim.

Vatandaşların yaz mevsiminin gelmesi ve sokağa çıkma yasağının birikimiyle Muğla’ya gitme hayallerinin artmış olabileceğine dikkat çeken Gürün, bölgeye olan transferleri, “akın akın geliyorlar” olarak yorumladı.

Bu gelişlerin beklenen bir durum olduğunu dile getiren Başkan Gürün, önemli bir detaya da işaret etti. Bu işaret, bu kadar büyük bir trafik akışına sebebiyet veren vatandaşların testlerinin yöreye gelişlerde ya da geldikleri yerden çıkarken yapılabilmesinin mümkün kılınması yönündeydi.

Ancak bunun da mümkün olmadığını ekledi.

Bu bir temenniydi sadece.

Bunun mümkün olamayacağını bilen Gürün durumu, bekle-gör politikası olarak özetleyerek, yeni bir salgın atağının oluşması endişesini de peşi sıra dile getirdi. 

Belediye Başkanı haklıydı.

Şu anda Muğla ilinde endişeli bir bekleyiş hakim.

Bu endişe, yeni bir salgının ya da Osman Gürün’ün deyişiyle yeni bir atağın yaşanıp yaşanmayacağı ile ilgili.

Bu endişeyi inanın hepimiz yaşıyoruz.

Kaldı ki, pandemi sürecinde başarılı bir sonuç yakalayan ilimizin, normalleşme sürecinin başladığı şu günlerde, olası bir tehdit yaşamasın istiyoruz.

Başkan Gürün’ün mülakatında kendisine sorulan bir soru çok önemliydi.

Bu soru Muğla ilindeki hastanelerin olası bir vaka artışında yeterli olup olmayacağıyla ilgiliydi.

Başkan Gürün bu soruya, “Genel vakaların sayısına göre hastane yeterliliği tartışılır” şeklinde cevap verdi.

Cevap çok netti.

Bu cevap, “sonuç olarak ne olursa olsun vaka sayısında artış yaşanmaması gerekiyor” anlamı taşıyordu.

Vaka sayısı az olursa, 7/24 çalışan hekimlerimizle gerekli müdahalelerin yapılabileceğini dile getiren Osman Gürün, sayının artması halinde kaygısını ortaya koydu ve ekledi:

“Biz ne kadar tedbir alırsak alalım öncelikle yöreye gelen vatandaşlarımızın güçlü tedbirlere uyması lazım. Bunun için de maske, mesafe ve hijyen önemli.”

Artık bu 3’lüyü bilmeyenimiz yok ama mesela bunlara riayet etmekte.

Evet, Muğla’da yaşayanlar bu güçlü tedbirleri ufak tefek olumsuz durumların dışında uygulayarak, bugün salgına karşı güvenli bir şehri adeta tesis etti.

Toplumsal bilince sahip halkımızın kurallarla birlikte gerekli olan tedbirlere katkı koyması bugün gelinen noktada takdire değerdi.

Ve gelinen noktadaki endişelerimiz ise çok normal. Çünkü bu salgının sayıca fazla olduğu ve başı çektiği bölgelerden şehrimize akınlar başladı.

Umarım korkulu rüya görmeyiz. Umarım bu kadar emek ve çaba helak olmaz.

Umarım Gürün’ün benzetmesiyle bekle-gör politikasıyla tespitlerde bulunmak ya da sonuçlara katlanmak zorunda kalmayız.

Bekleyip göreceksek de, bu insan sağlığını olumsuz etkileyen bir gelişmenin yaşanmadığı bir sonuca erişmek yönünde olsun diyerek sonlandıralım.