Her bayramda yaşanan yoğun Bodrum ilgisi ile nüfusu bir anda 1,5 milyona yükselen Bodrum’da bir Bodrumlu’nun bakışını merak ettim ve sorguladım.
-Bodrumlu isyan ediyor
Bu Bodrumlu ile konuşmamdaki önemli noktaları sizinle paylaşacağım.
Bir kere bir isyanı var. Çünkü bugün bu aşırı nüfusun Bodrum’a gelmesiyle içilen ve kullanılan sudan tutun trafik sorununa kadar bir sürü alanda, Bodrum’u yaşanılmaz bir şehir haline getirdiğinden yakınıyor. Bu bizim alışık olmadığımız bir yaşam biçimiydi diye de ekliyor.
Zaten Bodrum’un ezelinden beri bir susuzluk sorunu olduğunu bir de bu aşırı göç ile bu suyun yok olmasının sürpriz olmadığını da kaydeden Bodrumlu, örnek olarak da, Bodrum’a akın eden yazlıkçılar için “sınırlı olan ekmeğimize bu gelenler ortak oluyor ve biz ekmeksiz kalıyoruz” diye de ekleme yaparak isyan ediyor.
Peki çözüm için bir düşüncen var mı? dediğimde de,
“ Madem bu yazlıkçıların burada evleri var. İkamet kayıtlarını Bodrum’a aldırıp, Bodrum’un su, yol ve diğer sorunları için devletten daha fazla para yardım almalarını sağlamalılar. Yoksa Bodrum’da bu şartlarla uzun süre yaşamak mümkün değil”diyor
-Bence bu sese kulak vermeli.
Bence bu Bodrumlu’nun söyledikleri çok makul ve yapılması gereken bir şey.
Zaten Türkiye eski Türkiye değil. E devlet üzerinden her türlü işlemlerin yapıldığı bir ülke durumunda.
Bence bu Bodrumlu’nun söylediğine katılmak ve bir gerçek Bodrumlu olma zamanı da gelmiştir diye düşünüyorum.
-Mesela ben Bodrumluyum
Mesala ben İstanbul olmama rağmen, İstanbul’da evim de olmasına rağmen hem İsveç’te, hem de Türkiye’de Bodrum’da ikamet kaydım var.
O nedenle Bodrum’daki yazlıkçılar, bu Bodrumlu’nun ikamet çağrısını önemsemeli ve bence Bodrum için en güzel bayram mesajıdır.
Daha yaşanabilir, daha verimli bir Bodrum için tabi ki, Bodrum Belediyesi’nin ekonomisinin de güçlü olması gerekir.
Onun için bu Bodrumlu’nun “Bodrum’da ikamet çağrısını” “ Ben Bodrum’da ikamet ediyorum” paralası ile bir kampanyaya dönüştürelim ve Bodrum kazansın derim.
Siz ne dersiniz?
Tandoğan Uysal/Stockholm