“AKYAKA SAKİN ŞEHİR UNVANINI KAYBETTİ”

 Muğla’da farkındalık içeren çalışmalarını her ne kadar sosyal medya kanalıyla takip etmeye çalışsak ta, yapılan çalışmalarını önemsediğimiz TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Muğla İl Temsilciliği’nin uyarıları dikkatimizi çekiyor.

Haber Merkezimiz bu uyarıları görmezden gelmeyip, konuyu gazetemiz sayfalarına taşıdı.

TEMA Vakfı Muğla İl Temsilciliği özellikle doğanın korunmasına yönelik farkındalık içeren uyarılarını yaparken, normalleşme süreci ve beraberindeki Kurban Bayramıyla oluşan insan manzaralarının doğa üzerindeki kötü etkisini de gündeme taşıdı.

Elbette bu yöndeki uyarılar toplumun duyarlı olan tüm kesimlerince yapılıyor.

Ancak TEMA Vakfı’nın öne çıkan birkaç tespiti var ki, önemliydi.

 

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Muğla İl Temsilciliği, “Çevre kirliliği ülkenin genel sorunu. Ürettiği çöpü düşünmeden yere atan kişilerin vicdanı hiç sızlamıyor” diyerek, vatandaşları duyarlı olmaya davet etti. 

 

 

Gazetemiz sayfalarında neredeyse her gün çevre için tehdit oluşturan çevre kirliliği görüntülerine yönelik haberlere yer veriyoruz.

İşe yarıyor mu? Cevabı siz de.

Sonradan olma akıl, akıl olmuyor.

Bugüne kadar bu bilincin oluşmadığı bir toplum yapısına ne kadar farkındalık yaratırsan yarat, ne kadar uyarıda bulunursan bulun olmuyor.

Her geçen yıl da deniz dibi temizliklerinde çıkarılan atıklar, tatil dönemlerinde ortaya bırakılan atıklar, bu da yetmedi doğanın ciğeri ormanlarımız içerisine bırakılmış çöpler, düzenli olarak önümüze gelen haberler.

Bundan ders çıkarıyor muyuz. Kocaman bir hayır.

Bu görüntülerin adı, adeta bir insanlık ayıbı.

Bakınız bizim memleketin yüz akı gibi söz ettiğimiz Ula ilçemize bağlı Akyaka Mahallemiz, 2011 yılının Haziran ayında, o zaman belediye statüsünde olup, Akyaka belde belediyesi iken Ahmet Çalca’nın başkanlığı zamanında Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi tarafından ‘Cittaslow’ yani ‘Sakin Şehir’ ilan edilmişti.

 

Hoşumuza gitmişti. Zaten plajı da yöremizin birçok plajı gibi mavi bayrağın gediklisiydi.

Bugün gelinen noktaya bakıldığında, o günkü sakin şehir, bugünkü sakin şehir değil. Yani sakin şehir olarak kalmasını başarabilecek hamlelerimiz olmadı. Sakin şehre sahip bir il gibi bir tutum sergileyemedik.

Sadece izledik.

Sakin şehrin sadece adı kaldı.

 

Haber Merkezimizden sevgili Sinem Karakaya, bir süredir TEMA Muğla Temsilciliği’nin çalışmalarına dikkat kesilmişti. Bunun sonucunda da gerekli girişim ve iletişimi kurarak, özellikle tatilcilerin yöremizde oluşturduğu görüntülere yönelik TEMA’nın fikir ve uyarı bazındaki açıklamalarını haberleştirdi.

Karakaya’nın yaptığı habere de ben dikkat kesildim.

Bakınız TEMA Muğla İl Temsilcisi Sergender Sezer, ‘Sakin Şehir’ ve ‘Mavi Bayraklı Plaj’ ünvanlı Akyaka’nın aşırı turist yüzünden bu unvanlarını kaybettiğine dikkat çekerek, Azmak nehri için önlem alınmazsa vahim sonuçların doğacağı uyarısında da bulunuyordu.

 

Bundan daha güzel uyarı olmazdı gelinen noktaya yönelik.

“Akyaka sakin şehir unvanını kaybetti” diyerek devam ediyordu Sayın Sezer:

 

“Örneğin Akyaka, tam da bu aşırı turist, müşteri yüzünden hak ederek almış olduğu ‘Sakin Şehir’ ve ‘Mavi Bayraklı Plaj’ unvanını artık kaybetmiştir. Son derece hassas bir ekolojik yaşama sahip Azmak ölmüştür, önlem alınmaz ise çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Pandemi süreciyle birlikte insanlar sanki son tatillerine çıkmışlar gibi davranıyorlar şu anda. Ateş yakılmaması gereken yerde ateş yakıyorlar, çadır kurulmaması gereken yerde çadır kuruyorlar, denize, suya girilmemesi gereken yerlerde denize giriyorlar. Bunları denetleyen, dur diyen, ceza yazan maalesef kimse yok. Oysa Muğla çok değerli, denizi, tarihi, doğası, kültürü ve insanıyla bir bütün olarak korumada çok özenli, kararlı ve hassas davranılmalı.”

Tatil yapmanın herkesin hakkı olduğunu fakat tatil yapmanın da bir adabının var olduğuna da dikkat çeken TEMA Muğla İl Temsilcisi Sezer, en can alıcı cümleyi kuruyor:

“Rant yüzünden Muğla heba edilmemeli”

 

Bu ifade önemli. Elbette şimdi herkes, “Bunu bilmeyen mi var” diyecektir.

Şöyle devam ediyor Sayın Sezer:

“Biz sivil toplum ayağı olarak elimizden geleni yapıyoruz ancak bu yeterli değil, inanıyorum ki belediyeler de yapıyor ama bu da yeterli değil. Her şeyden önce kıyılarımız, doğamız, tarım alanlarımız konusundaki çok başlılığa bir son verilmeli. Rant yüzünden Muğla heba edilmemeli. Tatil herkesin hakkıdır ancak tatil yapmanın da bir adabı ve etiği vardır, kirleterek tatil olmaz, arabada kalarak, tuvaletini doğaya yaparak, çöpünü doğaya terk ederek tatil olmaz. Çadır her yere kurulmaz, ateş her yerde yakılmaz. Buna artık bir son verilmeli”

 

Ve son olarak ta hedef kitle olan insanları, Muğla’ya ve doğaya sahip çıkmaya davet etti.

Çok önemli ifadeler ve uyarılar.

Sayın Sezer, cümlelerin içinde ellerinden geleni yapıyor olsalar da yeterli olmadığından dem vursa da, fazla iyimser konuşmuş.

Biz yayaya, para cezası yememek için yol vermek zorunda oluşumuzu, bir zihniyetin var ettiği saygıdan doğan bir davranış şekline dönüştürmediğimiz sürece, bu kirliliği izlemeye devam ederiz.

Çünkü aynı tezim bu yöndeki davranış zihniyetimizle de aynı doğrultuda.

Bizim sorunumuz zihniyet sorunu.

 

Bizim her şeyden önce doğuştan ve toplumumuzun yapısından gelen bir zihniyete sahip olmamız gerçeğini bilir, bunu söylerim.

Eğitim evden başlar.

Bizi nihai başarıya ulaştıracak olan tek şey; ailede verilecek eğitimdir, gerisi laf-ı güzaf.

TEMA’ya yine de bu duyarlılık yüklü açıklamalarından dolayı teşekkür ederiz ama şunu da söyleyerek sonlandıralım:

Sezginder Hocam, TEMA olarak farkındalık içeren çalışmalarınızı daha yakinen takip edebilmek adına, sizi kamuoyu ve basında daha fazla görmek isteriz.