Güzel ülkemde kadın olmak ayrımcılıktır…
Ya da kadın olmak ayrıcalık mıdır?
Kadın sever, erkek söver…
Analık duygusu, yaradılıştan rabbim tarafından verilir, babalık ise evlat sahibi olduktan sonra öğrenilir…
Kadın kendisine yapılan psikolojik, maddi ve fiziksel şiddeti son vermek için ayrılmak ister, erkek öldürür…
Kadın iki duble içer, kötü kadın olur…
Erkek içer, kafayı dağıtır…
Kadın hastalanır, ilacını içer duşunu alır. Hayatına devam eder…
Erkek hasta olur, yatak döşek yatar…
Kadın evinden bir gün uzaklaşsa ev savaş alanına döner…
Erkek gider geri döndüğünde ne yemek var diye sorar…
Erkek ihanet eder; suçlusu kadın olur. Çünkü ya kendine bakmıyordur ya da ilgisizdir güya (!)
Kadın ayrılmaya kalkarsa ya namussuz ya da idaresiz olur…
Kadın ölürse namus temizlenir, erkek ölürse cani kadın olur…
*** *** ***
Yüzyıllardan beri kadın ne ister diye sorarlar. Kadın aslında bir şey istemez. Kadın insan olmak ister.
Kadın insanca davranılmak ister.
Kadın ayrımcılık, ayrıcalık istemez…
Kadın eşitlik de istemez. Zaten istese de kadın-erkek eşit olmaz. Şimdi bu cümleyi okuyan hem cinslerim bana tepki gösterebilir. Kadın adalet ister. Eşitlik ayrı, adalet ise ayrıdır.
Eşit olsaydık; mesela bir çocuk kadın doğursa, ikinci çocuğu erkeğin doğurmasını beklerdik (!) ya da çocuğu biz doğurduk emzirme ve bakımını erkek yapmalıydı!
Bu biyolojik olarak imkansızdır değil mi?
*** *** ***
Kadınla erkeğin eşit olduğu düşüncesi hiçbir zaman mümkün değildir. Önemli olan tüm farklılıklara rağmen adil olabilmektir.
Adalet bambaşka bir şeydir; hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi manasına gelir.
Eşitlikte, herkesin aynı konumda olması gayesi vardır ve "her eşitlikte adalet vardır" demek doğru değildir. Bunun tersi olarak ta, "her adil olan eşittir" denilemez. Bazı eşitlikler adalet sayılsa da, yine bazı eşitlikler vardır ki adalet değil tam tersine zulümdür.
Bazen de adalet için, eşit davranmamak gereklidir.
O halde, her eşitlik adalet olmadığına göre, tercihimiz hep adaletten yana olmalıdır.