ACIYLA BAŞETMEK 

Mama Nono ‘’ Yaşam, bütün canlılar için kaçınılmaz olan acılar barındırır.’’ Demiş.
Yaşlılık, hastalık ve ölüm eninde sonunda herkesin başına gelecektir. Zeki bir insan ne yaparsa yapsın önleyemeyeceği şeylerle dövüşmez ve onları kendine gece gündüz dert edinmez. Kaçınılmaz olanı kabul ederseniz gönülsüzce değil, gerçek anlamda kabul ederseniz onunla dostça geçinmeye başlarsınız. Zihniniz enerjik, esnek ve neşeli olur. Kaçınılmaz olan büyük dertlerle dost olan kişi, küçük ve önemsiz sorunlarla kolayca baş edebilecek duruma gelir. Zihnini eğitmek isteyen bir insan, ilk iş olarak kendine gereksiz dertlerle eziyet etmeyi bırakır.
Fiziksel acı, kaçınılmaz olan şeylerden biridir. İnsan hayatı boyunca sayısız defa değişik şiddetlerde fiziksel acı çeker. Kimi zaman küçük bir sızıya, kimi zaman dayanılmaz şiddetli ağrılara maruz kalır. Acı çekmekten kaçınmanın bir yolu yoktur. Ama çekilen acıların ıstırapa dönüşmesi gerekmez. Acı fizikseldir, ıstırap ise zihinsel. Istırap, zihnin mevcut duruma karşı isyan etmesinden, ona direnmesinden itmeye ve uzaklaştırmaya çalışmasından ötürü oluşur. Kısacası ıstırap hayalidir, zihin ürünüdür ve kişisel bir tercihidir. Zihin ötesinde ıstırap yoktur. Uykuda olan insanın acıyla yapabileceği şeyler sınırlıdır. Acıyı çeker, acıya direnir. Oysa kendini hatırlayanların daima başka seçenekleri vardır. Uyanırlar, dikkatlerini acıya odaklayarak acıyı fethederler ve ıstıraplarını dünyadaki tüm canlılara adayarak anlamlı kılarlar.