Bu güne kadar Türklerin Ermenilere soykırım yapmadığı konusunda direndik.
Hele 24 Nisan 1915 günü hiç böyle bir şey olmadığını anlatamadık.
24 Nisan 1915 günü Ermeni halkını tahrik eden Taşmak, Hınçak gibi zamanın PKK yöneticileri mahkeme kararı ile içeriye alınmışlardır.
Göç ise, 1 Haziran 1915 günü başlamıştır.
Biz bu güne kadar kalede savuada idik, Ermeniler de penaltı atmak için uğraşıyorlardı.
Böyle bir kabulleniş ile, Ermeniler gol atar ise, maçı kazanacaklar idi.
Biz ise vaz geçtim galibiyeti, beraberlik için, penaltıyı kurtarma mücadelesi veriyorduk.
Artık bu devir, bu kabulleniş bitmeli.
Ermenilerin Türkleri soykırıma uğrattıkları tarihi bir gerçektir.
Biz Ermeniler ile 1915 yılında tanışmadık.
Bin yıldır Ermeniler ile tanışıyor ve beraberce yaşıyorduk.
Artık gerçekleri masaya koyma zamanıdır.
Bu konuda birçok belge ve toplu Türk, Müslüman mezarları var Anadolu'da.
Bu günden itibaren, Ermeniler, Türk halkına ne denli eziyet ve katliamlar yaptı ise, bunları gün yüzüne çıkarma vaktidir.
Yaşananları halı altına süpürerek bir yere ulaşamayacağımız, anlaşılmıştır.
Bu konuda kitaplar hazırlanmalı ve kitaplar öğrencilerimize okullarımızda okutulmalıdır.
Bu konularda romanlar yazılmalı, bu teşvik edilmelidir.
Bu konuda filimler, belgeseller çekilip, önce içerde kamuoyu aydınlatılmalı, sonra da dünya kamuoyu....
Türk sineması bugün dünyada bir pazar bulabilmiştir.
Bu kanal akıllıca ve hızla kullanılmalıdır.
Ermeniler ve onun arkasındaki ABD, Fransa ve Rusya başta olmak üzere batı dünyasının bizim tevazumuzdan anlayacakları yok..
Biz aşağıdan aldıkça, Ermeni diyasporası adam akıllı şımarmaktadır..
Buna izin veremeyiz.
Yeni bir dönemin kapılarını mutlaka açmalıyız.